Tanım

Yukarı Fırat vadisinin önemli kesişme noktalarından birinin üzerinde yer alan Nemrut Dağı Hierothesionu (kült merkezi); batıda Kahramanmaraş, kuzeyde Malatya ve Toros Dağları ile çevrelenen Kommagene Krallığı’nın [M.Ö. 163(?) veya 80(?) – M.S. 72] en parlak döneminde hükümdar olan Kral I. Antiochos (M.Ö 69-32) devrinde inşa edilmiştir. Bugün Nemrut Dağı Tümülüsü, Adıyaman İli, Kâhta ilçesi sınırları içindedir.

Yaklaşık 2.6 hektar (26 000 m2) alana yayılan Hierothesion, merkezde 30-35 derece eğimli konik bir Tümülüs’le onu doğu, batı ve kuzey yönlerde çevreleyen üç terasla birlikte, kuzeydoğu ve güneybatıdan erişen kutsal tören yollarından oluşur. Tümülüsün tepe noktasının yüksekliği 2206m olup çapı yaklaşık 145m’dir. Tümülüs’te yer alan doğu ve batı teraslar benzer şekilde düzenlenmişken, kuzey terası tamamen farklı biçimde inşa edilmiştir.

Doğu ve batı teraslarında kireçtaşından yapılmış, Tümülüs’e sırtını dönmüş şekilde konumlanmış beş tanrı heykeli ile bunların iki yanında aslan (A ve I) ve kartaldan (B ve H) oluşan bir çift koruyucu hayvan heykeli bulunur. Her iki terasta da hayvan heykellerinin arasında yer alan tanrıların dizilimi soldan sağa sırasıyla: Antiochus (C), Kommagene/ Tyche (D), Zeus/ Oromasdes (E), Apollon/ Mithras-Helios-Hermes (F) ve Herakles/ Artagnes-Ares’dir (G).

Heykel dizisinin arkasında, her iki terasta da birbirine eş olan, Antiochos’un vasiyetini bildirdiği eski Grekçe ile yazılmış yazıt (nomos) yer alır ki bu yazıtta tanrıların isimleri Helen ve Pers isimleriyle birlikte tanımlanmışlardır. Teraslarda kolosal heykellerin dışında, doğu terasta simetrik düzende, daha dar olan batı terasta ise enine biçimde yerleştirilmiş, önlerinde sunaklar olan stel kaideleri bulunur.

Bu kaideler dışında, batı terasta Nemrut’u özel kılan tokalaşma (dexiosis) sahnelerinin resmedildiği steller dizini ile eserin tarihini verdiği düşünülen Aslanlı Horoskop yer alır. Doğu terasta ayrıca Goell tarafından basamaklı piramit olarak adlandırılan, diğer araştırmacıların ise sunak olarak tanımladıkları kare biçimli bir platform yer alır.

Tümülüsün kuzey batısında yer alan kuzey teras, dar bir dikdörtgen formunda olup kumtaşından yapılmış kaide sırasını içerir. Bu kaidelerin yanında, bugün devrilmiş halde duran ve üzerinde rölyef ya da yazıt olmayan steller bulunur. Kuzey teras kaideler dizininde, iki açıklık bulunur ki bunlardan batıda olan açıklık, Goell tarafından Kutsal Tören Yolu’ndan alana açılan giriş kapısı olarak yorumlamıştır.

Başa Dön

Dünya Mirası

UNESCO Belgeleri

Nemrut Dağı Tümülüsü UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ülkemizdeki alanlardan biridir (http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44423/dunya-miras-listesi.html). 1978 yılında oluşturulmaya başlanan UNESCO Dünya Miras Listesi’nde halen (2015), 197 doğal, 31’ri karma (kültürel/doğal) ve 779’u kültürel olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerinden toplam 1007 adet alan/eser bulunmaktadır (http://whc.unesco.org/en/list/).

Nemrut Dağı Tümülüsü, 1987 yılında Dünya Mirası Komitesinin I, III ve IV nolu kriterlerini sağlayarak, tüm dünyada bir prestij unsuru olarak kabul edilen UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 448 sayılı referans numarası ile kabul edilmiştir. Nemrut Dağı Tümülüsü’nün Dünya Kültür Miras Listesin’de yer almasını sağlayan özellikleri şunlardır:

Nemrut Dağı Tümülüsü, 1987 yılında Dünya Mirası Komitesinin I, III ve IV nolu kriterlerini sağlayarak, tüm dünyada bir saygınlık unsuru olarak kabul edilen UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 448 sayılı referans numarası ile kabul edilmiştir. Nemrut Dağı Tümülüsü’nün Dünya Kültür Miras Listesin’de yer almasını sağlayan özellikleri şunlardır:
“Mimarlık ve heykeltraşlık alanında Pers, Helenistik ve Anadolu geleneklerinin birleştirerek sergilendiği mükemmel bir örnek oluşu, kompleks tasarımı ve devasa ölçeği ile antik dünyada eşi olmayan bir proje oluşturması, o çağda eşi olmayan yüksek bir inşaat tekniği kullanılmış olması”.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nin http: //whc.unesco.org/en/list/448 adresinde Nemrut’un kısa tanımı, konumu, hazırlanmış fotoğraf galerisinde alanla ilgili bazı resimler bulunur. Söz konusu adreste yer alan kısa tanım aşağıda aynen verilmiştir:

NEMRUT DAĞI

tr Türkiye
Kayıt Tarihi: 1987
Kriterler: (i)(iii)(iv)
Kapladığı alan: 13850 ha
Adıyaman İli
N38 02 11.8 E38 45 49.3
Referans Numarası: 448

Kısa Tanım

Büyük İskender’in imparatorluğunun yıkılmasından sonra Suriye’nin ve Fırat nehrinin kuzeyinde kurulmuş olan Kommagene’nin hükümdarı I. Antiochus’un (MÖ 69-34) anıt mezarı Helenistik dönemin en iddialı yapılarındandır. Mabedin çok kültürlülüğü, krallarının ünlü Yunan ve Pers atalarına kadar ulaşan soy seceresi, kraliyetin ikili kültürünün göstergeleridir.

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde Nemrut’la ilgili belgeler (documents) başlığı altında ise üç temel belge bulunur. Bu belgelerin, başlıkları ve içeriklerine buradan ulaşabilirsiniz.

UNESCO BELGELERI

Nemrut Tümülüsü’nün Ulusal ve Uluslararası Yasal Statüsü

Oldukça karmaşık kararlara konu olan Nemrut Dağı Tümülüsü’nün güncel ulusal ve uluslararası yasal statüsüne ilişin bilgi ve belgelerle, bir kısmı İngilizce olan uluslararası metinlerin Türkçe çeviri ve/veya özetlerine buradan ulaşabilirsiniz. Söz konusu ulusal ve uluslararası belge ve kararlar kronolojik düzen içinde aşağıda verilmiştir.

1986.PDF

1987.PDF

1988.PDF

1989.PDF

2001.PDF

2002.PDF

Başa Dön

Kazı ve Araştırmalar

Antik dönem kaynaklarında adı geçmeyen Nemrut Dağı’ndaki kült merkezinin (Hierothesion) 1881 yılındaki keşfine kadar, Anadolu’ya özgü bir krallık olan Kommagene Krallığı araştırmacıların pek de ilgisini çekmemiştir. Nemrut Dağı Tümülüsü’nün 1881 yılında Karl Sester tarafından keşfinden sonra ise gerek Nemrut gerekse Kommagene kararlığı yerli ve yabancı pek çok bilim insanı tarafından araştırılmış, Nemrut’ta kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalara ilişkin sonuçların bir kısmı yayımlanmıştır. KNKGP kapsamında, ODTÜ tarafından oluşturulan Nemrut arşivinde derlenen bu çalışmalar, aşağıda, kronolojik bir düzen içinde ana başlıkları ile sunulmuştur.

1881, Karl Sester & Otto Puchstein: Tümülüsün keşfi

Nemrut Dağı’ndaki bu kutsal alan (Hierothesion) ilk kez 1881 yılında Karl Sester tarafından keşfedilir. Bu keşiften sonra Sester’in bilgilendirmesiyle Alman otoritelerin ilgisini çeken Nemrut Tümülüsü ile ilgili ilk araştırma, 1882 yılında arkeolog Otto Puchstein ile Karl Sester’den kurulu bir ekip tarafından gerçekleştirilir.

1882, Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi: İlk Türk Ekip Nemrut’ta

Müze-i Hümayun’a (Osmanlı İmparatorluk Müzesi) 1881’de Müdür olarak atanan Osman Hamdi Bey, Sanayi-i Nefise Mektebi öğretim üyesi heykeltraş Osgan Efendi ile birlikte Osmanlı misyonu olarak 1883 yılında, Nemrut Dağı anıtlarını incelemek, bu konudaki çeşitli soruları aydınlatmak üzere görevlendirilirler. Yazarlar, kısmi kazı da yaptıkları bu araştırmanın sonuçlarını, Puchstein’ın bulguları ile karşılaştırmalı olarak “Le Tumulus de Nemroud Dagh” adlı Fransızca eserlerinde (1. basım 1883, 2. basım 1987) yayımlarlar.


1882, Karl Humann ve Otto Puchstein: Anadolu’dan Kuzey Suriye’ye

Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi ile aynı yıl, Haziran 1882’de, Karl Humann ve Otto Puchstein incelemeler yapmak üzere Nemrut’a giderler (Dörner, 1999: 32, 40). İkili, Kommagene bölgesi ile birlikte kuzey Suriye’deki arkeolojik eserlere ilişkin çalışmalarını anlattıkları “Reisen in Kleinasien und Nordsyrien-ausgeführt im Auftrage der Kgl. Preussischen Akademie der Wissenschaften, beschrieben von Karl Humann and Otto Puchstein” (Prusya Kraliyet Akademisinin Görevlendirmesiyle – Anadolu’da ve Kuzey Suriye’de Yapılan Geziler. Anlatanlar: Karl Humann ve Otto Puchstein) başlıklı iki ciltlik eserlerini, alan çalışmasından ancak 10 yıl kadar sonra, 1890’da yayınlar. Kitabın büyük bir bölümü Nemrut Dağı’nda 1882-1883 yıllarında yapılan çalışmaları kapsamaktadır. Bu kitabın kopyasının teminini sağlayan İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü ile Prof. Scott Redford’a teşekkür ederiz.

Çalışmalara ara veriliyor…

Humann ve Puchstein’ın 1890’daki yayınından sonra, Nemrut Dağı ve Kommagene ile ilgili araştırmalar uzunca bir süre kesintiye uğrar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve hatta 1938’e kadar, Nemrut Dağı odaklı alan araştırması yapılamaz. Ancak Antiochus’un Hierothesion’u ile ilgili 1896’dan başlayarak bazı araştırmacılar çeşitli yayınlar yaparlar (Sanders, 1996: 30-31).

1954-1958 ve 1984, Karl F. Dörner Nemrut’ta

1936-37 yıllarından itibaren genç arkeolog F. Karl Dörner Nemrut’la ilgilenmeye başlar ve ilk kez 1938’de Mimar Rudolff Naumann ile birlikte bölgeye gelerek Kommagene’de araştırmalar yaparlar. Iki genç araştırmacı, bu incelemelerinin sonuçlarını “Forschungen in Kommagene (Kommagene Araştırmaları) adı ile 1939 yılında yayımlar (Dörner, 1999: 138-149). Dörner, II. Dünya Savaşı’nın ardından 1951 yılında, Kommagene ve özellikle Nemrut Dağı ile ilgili gerekli çalışmaları tanımlamak amacıyla tekrar bölgeye gelir. Dörner’in önceliği Kâhta Çayı kıyısındaki Arsemia’da kazı yapmak olmakla birlikte, Nemrut’a ilgisi de devam etmektedir. Aynı yıl, Theresa Goell ve Albrecht Goetze’den oluşan Amerikalı ekip de Nemrut Dağı’ndadır. Bu iki grup Nemrut Dağı ve ve Kâhta Çayı kıyısındaki Arsemia’da ortak çalışmalar yapmak üzere anlaşırlar (Dörner, 1999: 178). Bu tarihten sonra Dörner ve Goell 1953’den 1956’ya kadar aralıksız, 1958’de ise Nemrut’ta son kez birlikte çalışırlar.

1984’te Dörner, Nemrut’ta Alman araştırma grubu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanlarından oluşan bir ekiple onarım amaçlı bazı müdahaleler yapar. 1984, sağlığı bozulan Dörner’in (?-1992) alandaki aktif son yılıdır.

Dörner, Nemrut ve Arsemia’daki çalışmalarını farklı makale ve yayınlarla anlatır. Bunlar içinde en önemli olanı 1981 yılında Gustav Lübbe Verlag GmbH tarafından “Kommagene-Götterthrone und Königsgraber am Euprat – Neue Entdeckungen der Arkaologie” başlığı ile yayınlanan eserdir. 1987 yılında genişletilerek “Der Thron der Götter auf dem Nemrud Dağ” adı altında ikinci baskısı yapılan bu eserde Dörner, Karl Humann ve Otto Puchstein’ın (1890) kitabından büyük çapta yararlanmıştır. Bu kitap Vural Ülkü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş ve Türk Tarih Kurumu tarafından basılmıştır.

1956-1973, Dağın Kraliçesi: Theresa Goell

1939’dan itibaren Nemrut’la ilgilenen Goell (Sanders, 1996: XXIII, XXIV), 1947’de ilk kez, 1951’de ise ikinci kez alana gelir. 1951-1956 arasında Dörner’le birlikte, daha sonra ise 1958, 1961, 1963, 1964, 1967 yıllarında Nemrut’ta ve Dörner’in Arsemia’da yürüttüğü kazılarda çalışır.

Goell, ilk yıllarda daha çok kazı ve belgeleme çalışmalarına ağırlık verirken, 1954-56 arasında Antiochos’un mezarını bulmak için tümülüste kazılar yapar (Sanders, 1996: 44, 47). Başarısız olan bu denemeler, 1961’den sonra Nemrut’ta jeofizik araştırmalar ve 1964-74 arasında Samsat kazılarıyla devam eder. 1973’te Nemrut’taki ateş sunağını onaran Goell (1901-1985), ilerleyen yaşına eklenen hastalıkla alan çalışmalarına devam edemez.

84 yaşındaki ölümüne kadar Nemrut’la ilgili bazı makaleler dışında, yayın yapma olanağı bulamayan Goell, 1983’te Donald H. Sanders’den kazı çalışmalarını derlemesini ister (Sanders, 1996: XVII). Goell’in çalışmalarını 13 yıllık bir uğraş sonunda ayrıntılı biçimde derleyen Sanders’in ” Nemrud Dağı: The Hierothesion of Antiochus I of Commagene” başlıklı iki ciltlik İngilizce eseri, 1996 yılında basılır. Bu eser Nemrut’la ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı yayındır.

1958, Ara Güler Fransız televizyonu ile birlikte Nemrut’ta…

Ara Güler, bir Fransız televizyonun medeniyetler ile ilgili bir belgesel çekimi sırasında, daha önceden varlığını öğrenmiş olduğu Nemrut Tümülüsü’nde çekim yapmalarını önerir ve onlara eşlik ederek tümülüste fotoğraflar çeker. 1958 yılında gerçekleşen bu ziyaretin haberi Almanya ve Fransa başta olmak üzere dünyada 100’ün üzerinde sanat ve haber dergisinde yayınlanır (Kürkçüoğlu, S. S., 2002, http://www.hezarfen.net/paralax/056sabri.htm).

1987-1989, Sencer Şahin Nemrut’a davet ediliyor

Dörner’in öğrencisi Prof.Dr. Sencer Şahin (1939-2014), 1987’deki ilk alan çalışmasında Dr. B. Fitzner’in denetiminde, Aachen Teknik Yüksek Okulu Jeoloji Bölümü ile bir stel üzerinde petrografik ölçümler yapar. Sonraki yıllarda ise Şahin, mezar odasının konumunun jeofizik yöntemlerle saptanması, alanın rekonstrüksiyonu ve sunumu üzerinde çalışır. Şahin ve çoğunluğu Alman araştırmacılardan oluşan ekip, araştırmalarının sonuçlarını farklı ortamlarda sunarlar. Bunlar dışında Şahin’in bir başka çok önemli katkısı da Kral I.Antiochos’un Vasiyetnamesi’nin (nomos) Türkçeye kazandırılmasıdır. Nomos’un Türkçesi 1998 yılında “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” adlı eserle yayınlanır.

1990, İbrahim Demirel Nemrut’ta …

1990 yılında, bölgeye gelen fotoğraf sanatçısı İbrahim Demirel, Nemrut’a da çıkar. Demirel’in arşivinde 250 civarında renkli saydamda, alandaki heykellerin büyük kısmının portre ve ayrıntıları gösteren fotoğraflar bulunmaktadır. KNKGP’yi destekleyerek bazı fotoğraflarının bu sitede yer almasına izin veren Sn. Demirel’e ODTÜ-KNKGP ekibi olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Nemrut’la ilgili Türkçe yayınlar artıyor …

1990’lara doğru Nezih Başgelen’in yöneticiliğindeki Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nın özel ilgisiyle, Nemrut’la ilgili yayınlar artmaya başlar. Cumhuriyet’ten sonra Nemrut’la ilgili yapılan ilk yayın, Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi’nin 1883’te ilk basımını gerçekleştirdikleri “Le Tumulus de Nemroud Dagh” isimli Fransızca eserin 1987’deki tıpkıbasımıdır. Bu eser halen Türkçeye çevrilmemiştir.

Bunu 1990 yılında, F.K. Dörner’in 1987’de Almanya’da “Der Thron der Götter auf dem Nemrud Dağı” adı ile ikinci baskısı yapılan, Vural Ülkü çevirisiyle Türk Tarih Kurumu tarafından Türkçe olarak yayınlanan “Nemrud Dağı’nın Zirvesinde Tanrıların Tahtları” adlı kitap izler.

Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nca 1998’den başlayarak Nemrut’la ilgili başka popüler yayınlar da yapılır. Bunlar arasında Nezih Başgelen tarafından yazılan ya da derlenen “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” (1998), “Havadan Nemrut” (2000), “Nemrut Dağı, Keşfi, Kazıları, Anıtları” (2003) isimli eserlerle; Gülcan Acar’ın kendi fotoğrafları ile birlikte derlediği “Nemrud” (2004) adlı eser de sayılabilir.

Bu yayınlar içinde Nemrut’un araştırma tarihi açısından en önemlileri Arkeolog Nezih Başgelen tarafından derlenen ve Nomos’un Türkçesinin bulunduğu “Tanrılar Dağı Nemrut / Mountain of the Gods” (1998) adlı eserle, Nemrut’u hava fotoğrafları ile belgeleyen “Havadan Nemrut” (2000) başlıklı eserdir.

2001-2003, Herman Brijder & Maurice Crijns: Maurice Crijns’in Nemrut tutkusu

1980’lerden sonra Nemrut Dağı ile ilgilenen Crijns, 1998’de Uluslararası Nemrud Vakfı’nı (UNV; International Nemrud Foundation, INF) kurar. 2000’de Nemrut, Dünya Anıtlar Fonu’nca (DAF) hazırlanan Tehlike Altındaki 100 Alan Listesi’nde yer alır. DAF, 2001’de UNV’nin Nemrut Projesi’ni destekleyeceğini açıklar. Aynı yıl, UNV, Prof. Dr. Brijder ile proje başkanlığını Amsterdam Üniversitesi adına yürütmek üzere anlaşır. 2001’de Brijder ve Crijns yönetimindeki ekibe, UNV’nin de desteği ile araştırma izni verilir. Ekip 2001-2003 arasında belgeleme çalışmaları ile bazı uygulamalar yapar. DAF’ın katılımı ile gerçekleştirilen 2001 yılı çalışmaları “Mission Report 2002” adıyla derlenir. DAF, Ekim 2002’den sonra Nemrut Projesi’nden resmen çekilir. Brijder ve Crijns ekibi 2002-2003 arasında Nemrut’ta çalışma ve uygulamalara devam eder. Adana KTVKBK’nın 2004’te konuya bütüncül yaklaşılmasını öngören kararına koşut, Brijder ekibinin izni Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca iptal edilir.

Belgeseller, sanal canlandırmaya dayalı görseller ve filmler…

Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde sürdürülmeye çalışılan araştırma, kazı ve restorasyon çalışmalarından bağımsız olarak, Nemrut’la ilgili farklı gruplarca bazı yayınlar, belgeseller, sanal canlandırmaya dayalı görseller ve filmler de üretilmiştir.

Tanrıların Tahtı Nemrut

Resim 58: Tanrıların Tahtı Nemrut, DVD

Yönetmen Tolga Örnek tarafından 2000 yılında hazırlanan bu belgesel, Türkiye İş Bankası’nın ana sponsorluğunda, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve Çalık Holding tarafından desteklenmiş ve Ekip Film tarafından gerçekleştirilmiştir. Goell’in arşivindeki eski görüntülerle birlikte Donald H. Sanders ve Sencer Şahin gibi alanda araştırma bilim insanları ile yapılan söyleşilere de yer veren bu eser, Nemrut Dağı üzerine bugüne kadar yapılmış en kapsamlı belgesel olup üç önemli ödül almıştır:

  • 2001 ABD Uluslararası Film ve Video Festivali (Tarih ve Biyografi Dalı Birincisi),
  • 2001 Avşa Film Festivali (Belgesel Birincisi ),
  • 2002 Torento Film Festivali (Rai Televizyon Ödülü).

Learning Sites Inc. tarafından hazırlanan üç boyutlu görüntüler

Tanrıların Tahtı Nemrut filmi için, Donald H. Sanders’in Theresa Goell’in arşivinden yararlanarak yaptığı değerlendirmelere dayanarak, bir Amerikan firması olan Learning Sites Inc. tarafından Nemrut Tümülüsü’nün sanal canlandırmasına yönelik özgün görseller üretilmiştir. 1980’li yılların sonunda Amerika’da kurulan, sanal gerçeklik konusunun arkeolojik alandaki uygulamalarına öncülük eden Learning Sites Inc.’in uzmanlaşma alanı, etkileşimli eğitim ve araştırmalar için güvenilir arkeolojik görselleştirmeler yapmaktır.

(http://www.learningsites.com/Frame_layout01.htm).

Hidden Tomb of Antiochus (Antiochus’un Saklı Mezarı)

Bu belgesel, Digital Ranch of California tarafından Amerikan televizyonu History Channel (Tarih Kanalı) için 2000 yılında çekilmiş, 2001 yılında gösterime girmiştir. Laura Verklan’ın yönetmenliğinde çekilen belgeselde kameraman Tufan Turanlı’dır. I.Antiochos ve mozolesini anlatan filmde; Arsemia, Cendere Köprüsü ile Adıyaman Müzesi ile birlikte Kommagene’nin parçası olan Zeugma ve Şanlıurfa yerleşmelerine de yer verilmiştir.

(http://tv.nytimes.com/show/49845/Hidden-Tomb-of-Antiochus/overview)

EXPO’2000 fuarında gösterilen kısa film

2000 yılında Hannover’de gerçekleştirilen EXPO’2000 fuarı için T.C. Turizm Bakanlığı’nca hazırlatılan Türkiye Pavyonu’nun ana teması Nemrut Dağı Tümülüsü’dür. Bilimsel verilerle örtüşmeyecek şekilde hazırlanan Nemrut’un sanal canlandırmasının da (virtual simulation) yer aldığı Türk pavyonunda tasarım ve uygulama INFOTRON tarafından yapılmıştır.

(http://www.infotron.com.trr/kurumsal.html).

“Queen of the Mountain” (Dağın Kraliçesi)

Yönetmenliğini Martha Goell Lubell’in yaptığı bu belgesel, Theresa Goell’in özyaşam öyküsünü anlatır. 2005 yılı yapımı filmde, ailesinin ve dönemin sınırlamalarına başkaldıran Goell’in arkeolojiye merak duymasının ardından, 50 yaşından sonra Kommagene’ye gidişini ve kendisini Nemrut’a adayışını aktarır. Goell’in arşiv filmleri ve canlandırmalara dayanarak görselleştirilen film, Brattleboro Kadın Filmleri Festivalinde gösterilmiş, Archaeology Channel Film ve Video Festivali’nde “en iyi film” ödülünü almıştır.

Nemrut Dağı Bilimsel Danışma Kurulu oluşturuluyor…

Nemrut’taki çalışmaların 2004 yılında durdurulmasından sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı Nemrut’la ilgili çalışmaları yönlendirmek üzere Haziran 2005’te Nemrut Dağı Bilimsel Danışma Kurulu’nu (NTBDK) oluşturulur. NTBDK, Nemrut Dağı Tümülüsü’nde geleceğe yönelik olarak yapılması gerekli çalışmaları tanımlar.


ODTÜ’nün Nemrut’la ilgili program geliştirme önerisi…

Bu süreçte, Nemrut Dağı Tümülüsü’nü tarihsel ve güncel bağlamında ele alarak makro ölçekle birlikte Nemrut Dağı’nda yapılması gerekli çalışmaları mevzuattaki yeni araçlarla tanımlayan Kommagene Nemrut Koruma Geliştirme Programı (KNKGP) ODTÜ tarafından Mart 2006’da hazırlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iletilir.

NTBDK tarafından da olumlu bulunan ve kabul edilen KNKGP’ye ilişkin protokol 15.08.2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ODTÜ arasında imzalanmış ve Nemrut’ta yeni dönem çalışmalarına başlanmıştır. KNKGP kapsamındaki tüm araştırma, proje ve işler 2012 yılında ODTÜ tarafından tamamlanmıştır. Kommagene Nemrut Alan Başkanı’nın atanması, Danışma Kurulu ve Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu’nun oluşturulmasından sonra, tamamlanan işler kademeli olarak 2014 yılında onaylanmıştır.

Başa Dön

Nemrut Tarihi

Fırat ve Toros geçitlerine hâkim olduğu için stratejik bir öneme sahip olan, Kommagene’nin de içinde bulunduğu Fırat, Dicle ve Nil nehirleri arasında kalan ve Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölge Paleolitik dönemden bugüne, tarih boyunca yerleşilmiş bir alandır (Kökten, 1947: 469; Ataman, 1990: 197-207; Dignas & Filges, 1991: 7). Kuzey Suriye ve Yukarı Mezopotamya’dan, Anadolu platosuna geçişi sağlayan bir coğrafyada yer alan bölge, bu geçiş yollarına egemen olmaya çalışan güçlerce her zaman ele geçirilmeye çalışılmıştır (Strabon, XI, 12.4, 11,14.2; Charlesworth, 1924: 76; Dignas & Filges, 1991: 7).

Kommagene Krallığı’nın ortaya çıkışı: MÖ 163(?)-MS 72

Günümüzde büyük kısmı Adıyaman ili sınırlarında kalan bölge Hititlerden (MÖ 1650-1340) başlayarak Hurri ve Mitanni, Geç Hitit Beylikleri, Asur (MÖ 850-605) ve Babil Krallığı’nca yönetilmiştir. MÖ 1200 yılından sonra kurulan Kummuh-Kummuhu Krallığı, MÖ 4.yy’ın ikinci yarısından itibaren, Kommagene krallarının atası sayılmıştır. Bölge MÖ 305-63 arasında Seleukos Krallığı’nın hükümdarlığına girmiştir (Appianos, Syria, 55, 62; XI, 8, 48-49). Ptolemaios’un, MÖ 163 yılında Seleukoslara isyan ederek Kommagene Krallığı’nı kurduğu düşünülmektedir (Diadoros, XXXI, 19a; Sullivan, 1975: 31-42; Sanders, 1996: 19). Ptolemaios’tan sonra, Başkent Samosata’nın (Syme, 1995: 10, 41, 71; Mommsen, 1909: 349) kurucusu II. Samos (MÖ 130-100) ve I.Mithradates Kallinikos (MÖ ~100-69), güneydeki Seleukos ve doğudaki Partlarla kurdukları akılcı evlilik politikalarıyla ülkeleri için koruma sağlamışlardır (Dignas & Filges, 1991: 9). Anne tarafından Makedonyalı Büyük İskender’e, baba tarafından ise Pers Kralı Darius’a akraba olan Mithridathes Kallinikos (Humann & Puchstein, 1890: 283-292, 299-317; Dörner, 1975: 31-42; Osman Hamdi Bey, 1987: XIII), doğulu ve batılı atalarının inanç, kültür ve geleneklerini birleştirerek krallığına Yunanca ‘genler topluluğu’ anlamına gelen ‘Kommagene’ adını verir (Dörner, 1975: 27; Wagner, 2000: 1).

Kral I. Antiochos dönemi: MÖ 69 – 36

Kral I. Antiochos, Roma ile Part İmparatorluğu arasındaki oldukça zor dış politik ilişkilere rağmen, krallığını ekonomik ve kültürel açıdan en üst seviyeye çıkarır (Sullivan, 1975: 31-39). I. Antiochos’un, Nemrut Dağı ve Arsemia’da yaptırdığı anıtsal mezarlar bu dönemin eserleridir. Bu yıllarda Roma Konsülünü destekleyerek Romalıların Dostu unvanını alan Kommagene Krallığı en geniş sınırlarına ulaşır (Magie, 1950: 367; 377). Antik dönemde bereketli topraklarıyla tanınan Kommagene’nin sınırları batıda Kahramanmaraş, Göksun, Pınarbaşı; kuzeyde Malatya ve Toros Dağları ile çevrelenirken, Yukarı Mezopotamya’dan Yukarı Fırat’ın batı yakasından, doğuda Fırat nehrine, güneyde Nizip ve Antakya’ya kadar uzanır.

Kral I. Antiochos’tan sonra

Kral I. Antiochos’tan sonra sırasıyla II. Mithradates (MÖ 36-20) ve III. Antiochos (MÖ 20-MS 17) tarafından yönetilen Kommagene; Roma imparatorları ile yeniden iyi ilişkiler kuran IV. Antiochos Epiphanes (MS 38-72) döneminde askeri ve ekonomik açıdan ikinci parlak dönemini yaşar (Wagner, 1975: 73). Ancak Suriye Valisi Paetus’un Kral IV. Antiochos’u Roma’ya ihanetle suçlayıp (Suetonius, Vespanius, VIII, 4; Zeyrek vd., 2006: 54-55), MS 72 yılında Kommagene topraklarını zapt etmesiyle Kommagene Krallığı dört parçaya ayrılarak (Samosata, Caesarea, Germenicae, Perrhe ve Doliche) Roma’nın Suriye Eyaleti’ne dahil edilir (Suetonius, Caligula: 14,3; Dio, LIX: 27, 2f;, 1992: Magie, 1950, cilt. II: 1367). Roma hâkimiyetinin MS 5. yüzyılda zayıflamasından sonra Bizans, Emevi, Abbasi ve Arap egemenliğine giren Adıyaman ve çevresi, 1071’de Anadolu’nun Türklere açılmasına koşut 1085-1230 arasında Selçuklu hâkimiyetine geçer. Moğol (1243), Memluk (1277), Dulkadiroğlu (1354) egemenliklerinden sonra 1521’de tümüyle Osmanlı yönetimine girer.

Başa Dön

Mimari Özellikler

Kommagene Kralı I. Antiochos (M.Ö 69-36) döneminde inşa edilen Nemrut Dağı Hierothesion’u (kült merkezi) antik dönemde kuzeybatıda Melitene (Malatya), kuzeyde Pötürge, doğuda Fırat kıyısındaki Arsemia (bugün Gerger Kalesi), güneyde Kommagene’nin başkenti Samosata (Atatürk Barajı altında kalan eski Samsat), güneybatıda Perre (Adıyaman’ın Pirun köyü) ve Nemrut Dağı eteklerinde, Kâhta Çayı kıyısındaki Arsemia (bugün Eski Kale) ile çevrelenmektedir.

Yaklaşık 2,6 hektar alana yayılan Hierothesion, merkezde 30-35 derece eğimli konik bir Tümülüs’le onu doğu, batı ve kuzey yönlerde çevreleyen üç terastan oluşur. Tümülüs tepe yüksekliği 2206 metre olup, çapı yaklaşık 145 metredir.

Antik dönemde bu alana biri kuzeydoğudan, diğeri güneybatıdan gelen iki adet Kutsal Tören Yolu ile erişilirken, kuzeyde de su kaynağına ulaşan bir yol daha bulunmaktadır. Üzerindeki yazılı steller sayesinde Goell’in tanımladığı bu kutsal tören yollarının izleri halen okunmaktadır.

Teraslar

Tümülüsün doğu ve batı terasları benzer şekilde düzenlenmişken, kuzey teras tamamen farklıdır. Doğu terasın tabanı, batıdan 11m daha yüksektedir. Göreli olarak simetrik şekilde düzenlenmiş doğu terasta tümülüse sırtını dayamış dev heykellerin iki tarafında, üzerinde stellerin bulunduğu kaideler ile Goell’in basamaklı piramit olarak tanımladığı sunak bulunur.

Batı çeperi istinat duvarı ile genişletilmiş olan daha dar ve asimetrik düzenli batı terasta tümülüsün eteğinde kolosal heykeller, güney ve batı kenarlarında ise sunaklı stel kaideleri bulunur. Bu terasta 1882’de ortaya çıkarılan dört adet dexiosis steli (tokalaşma) ile Aslanlı Horoskop bulunur. Bu steller, 2003’te alandaki Geçici Restorasyon Laboratuvarı’na taşınmıştır. Doğu ve batı teraslardaki kireçtaşı heykeller dizisi Kral Antiochos’la birlikte dört tanrı heykeli ile iki yanda birer çift koruyucu aslan ve kartal heykellerini içerir. Üst kottaki platformlarda yer alan dev heykeller anıtsal bir etki yaratırlar. Kommagene’nin doğu ve batı arasındaki birleştirici konumuna atfen tanrı heykelleri Helen ve Pers isimleri ile birlikte adlandırılmıştır.

Dar, uzun bir dikdörtgen formunda olan kuzey terasta kumtaşından yapılmış kaide sırası ile üzerinde rölyef ya da yazıt olmayan steller bulunur. Kaideler dizinindeki iki açıklıktan batıda olanı Goell tarafından Kutsal Tören yolundan alana açılan giriş kapısı olarak yorumlanmıştır.

Yazıt

Nemrut Dağı Tümülüsü’nün doğu ve batı teraslarında yer alan tanrı heykellerinin kaidelerinin arkasında, Antiochos’un vasiyetnamesini içeren Grek harflerle kazınmış olan bir yazıt (Nomos) bulunur. Bazı yazım farklılıkları dışında her iki terastaki yazıt, içerik açısından özdeştir. Yazıt ilk olarak 1882’de O. Puchstein tarafından okunmuş, köklerini Pers ve Makedonya’lı atalarına bağlayan I. Antiochos’a ait olduğu keşfedilmiştir. Kral I. Antiochos hüküm sürdüğü MÖ 69-36 yılları arasında inşa ettirdiği bu anıtı:

ihtiyarlık yaşlarına kadar gayet iyi durumda kalan bedeninin tanrının sevdiği ruhunu Zeus-Oromasdes’in göklerdeki tahtlarına gönderdikten sonra huzur içinde yatması

için yaptırmıştır.

Bölüm IV, Satır 205
“HER KİM Kİ AMA, BU DÜZENİN KUTSAL GEÇERLİĞİNİ YA DA ÖLÜMSÜZ İRADENİN TEYİD ETTİĞİ RAHMET ABİDESİNİ BOZAR YA DA ZARAR VERİR YA DA GERÇEK ANLAMINI DEĞİŞTİRMEYE YELTENİRSE, YALNIZ KENDİSİ DEĞİL, AYNI ZAMANDA TÜM SOYU SOPU RAHMETLİ ATALARIMIN VE TÜM TANRILARIN HIŞMINA UĞRASIN TA Kİ CEZASINI TAMAMİYLE ÇEKİNCEYE KADAR”

Aslanlı Horoskop

Nemrut Dağı Tümülüsü batı terasındaki Kral I. Antiochos’un tanrılarla tokalaşma sahnelerinin resmedildiği kumtaşından yapılmış steller arasında bir de Aslan Horoskobu bulunur. Puchstein’in alana ilk geldiği 1881 yılında, tümülüs üzerinden kayan çakılların altında kaldığı için tespit edilemeyen bu steller ve Aslanlı Horoskop, 1882 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılan kazı sırasında ortaya çıkarılmıştır. Uzun yıllar bulundukları şekilde kalan bu stelleri Dörner 1984 yılında, beton ve epoksi kullanarak batı terastaki yerlerine yerleştirir (Sanders, 1996: 163). Müdahalelerle bozulan steller, 2003 yılında alanda inşa edilen Geçici Restorasyon Laboratuvarına taşınmış olup halen bu mekânda bulunmaktadırlar.

Aslan Horoskobu üzerine yapılmış olan tarihleme çalışmaları:

Aslan Horoskobu üzerine yapılmış olan tarihleme çalışmaları:
Bugüne kadar ele geçen bilinen en erken Grek horoskopu olan Nemrut Dağı Aslan Horoskopu yaklaşık 1.75 metre yüksekliğinde ve 2.40 metre genişliğindedir (Dörner, 1990: 223). Aslanın gövdesi sağ yandan, yüzü ise önden görünür şekilde resmedilmiştir. Gövdesinde ve çevresinde toplam 19 adet yıldızla, boynunda bir hilal bulunur. Aslanın sırtında yer alan daha büyük boyuttaki üç yıldızın üzerinde Grekçe harflerle Mars, Merkür ve Jüpiter adları yazılıdır.

Aslan Horoskopu, anıtın keşfedildiği 1883 tarihinden itibaren pek çok araştırmacının ilgisini çekmiş; horoskopta yer aldığı düşünülen tarihin tümülüsün kesin inşa tarihi konusunda bir veri oluşturabileceği düşünülmüş, tarihi özelliği ve özgünlüğü nedeniyle farklı dönemlerde farklı kişilerce araştırılmıştır. Alanda çalışan uzmanlar astronomi alanından destek alarak bu konuda çeşitli sonuçlara ulaşmaya çalışmışlardır.

Başa Dön

Çevre Düzenleme

Nemrut Dağı Tümülüsü Çevre Düzenleme Projesi

Amaç ve Kapsam

Çevre Düzenleme Avan Projesi (ÇDAP)’nin amacı, Nemrut Tümülüsü Arkeolojik Sit Alanı’nda kontrolsüz kitle turizminin yarattığı bozulmaları engellenmesi, koruma/onarım çalışmaları tanımlanana kadar eserlere müdahale edilmeden alanın korunması, kontrollü sunumu ve izlenmesine yönelik fiziksel planların ve kararların üretilmesi ve bunların uygulanmasına yönelik İşletme Modeli’nin tanımlanmasıdır. Bu projede ayrıca Adıyaman ve Malatya yönlerinde yapılacak Hizmet Evlerine ilişkin mimari ön projelerle 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları da hazırlanmıştır.

Çevre Düzenleme Projesi, Çevre Düzenleme Avan Projesi (ÇDAP) ve Uygulama Projesi olmak üzere iki aşamada tamamlanmıştır. ÇDAP, Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından Ocak 2008’de uygun bulunmuştur. Nemrut Dağı Tümülüsü Çevre Düzenlemesi ve Hizmet Evi Uygulama Projeleri ise, Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 30.12.2009 tarih ve 1001 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.

Çevre Düzenleme Uygulama Projesi, proje kapsamında inşa edilecek Festival Alanı, Saha Ofisi ve Bekçi Evi ile alan için özel olarak üretilecek peyzaj elemanlarının yanı sıra, Tümülüs’e ulaşım, kalıntıların sunumu vb konulara ilişkin 1/500’den 1/5 ölçeğe kadar mimari çizimlerden oluşmaktadır.

Yöntem

ÇDAP’ta tabloda verilen yönteme göre: alanla ilgili ulusal ve uluslararası mevzuatın tanımlarını değerlendirmek üzere üst ölçekli çalışmalar incelenmiş; Nemrut’un mevcut durumuna ilişkin tespitler yapılmış; alandaki değer, sorun ve potansiyeller tanımlanmış ve kararlar üretilmiştir.

Üst Ölçek

ÇDAP kapsamında incelenerek sonuçları plan ve projelere doğrudan yansıtılan belgeler şunlardır:

  • Adana ve Şanlıurfa Koruma Kurulu ve Bakanlar Kurulu Kararları
  • GAP Bölgesi Turizm Envanteri ve Turizm Geliştirme Planı (GAP-TETGP, 1999?)
  • Nemrut Dağı Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı NDMP UDGP (2002)
  • Güneydoğu Anadolu Kültürel Mirasın Korunması ve Turizmin Geliştirilmesi Planı (2005-2015), kapsamında hazırlanan Entegre Stratejik Eylem Planı (ESEP, 2005)
  • NEMRUT/ UNESCO DMA İzleme Raporu (2006)

Doğal Çevre ve Yollar

Nemrut Dağı Tümülüsü’nün içinde bulunduğu doğal çevre ile oluşturduğu değerlerin korunması için, var olan doğal özelliklerin aynen korunması öngörülmüştür. Alana erişen yolların yeterli olduğu tespit edilmiş, ancak standartlarının kademeli olarak yükseltilmesi planlanmıştır. NDMP-UDGP’ne göre alana yaklaşımda hizmet evlerinden itibaren kontrollü araç girişi sağlanmıştır.

Bu kararlar doğrultusunda, Uygulama Projesi’nde, Doğu ve Batı Yaya Yolları korunmuş ve mevcut kafeterya binasının yerine inşa edilecek olan Festival Amfisi ile birlikte ele alınarak yeniden düzenlenmiştir. Batı Yaya Yolu mevcut güzergâhını korurken, Doğu Yaya Yolu, doğal zemindeki kayma tehlikesine karşı, belirli bir noktadan itibaren Batı Kutsal Tören Yolu’na yönlendirilmiştir. Doğu ve Batı Kutsal Tören Yolları’na ince çakıl serilerek, yaya dolaşımına daha uygun hale getirilecektir. Uzun erimde Kutsal Tören Yolları’nın alana ulaşımda ana güzergâhlar olması planlanmaktadır. Tümülüs’e ana ulaşımın, Malatya tarafından Doğu Kutsal Tören Yolu’ndan, Adıyaman tarafından ise Batı Kutsal Tören Yolu’ndan yapılması hedeflenmiştir.

ÇDAP’ta da önerildiği üzere, Engellilerin Tümülüs’e erişimi için yaya yolları dışında, Tümülüs’ü batıdan ve kuzeyden sararak doğu terasa ulaşan yeni bir güzergâh tasarlanmıştır. Festival Amfisi’nin batı cephesinde, sahnenin alt bölümünde oluşturulan duraktan başlayan Engelli Güzergâhı, ortalama %15 eğimle, topoğrafyaya uyumlu bir şekilde Tümülüs’e ulaşmaktadır. Katır ile çekilerek raylar üzerinde yol alan özel olarak tasarlanmış Engelli Taşıma Aracı, Kuzey Terası ile Doğu Terası arasında kalan alanda oluşturulan ahşap platforma varmaktadır. Bu noktadan sonra engellilerin Doğu ve Batı Terasları arasında kendi olanakları ile dolaşabilmeleri için Tümülüs çevresini yarım daire şeklinde çevreleyen ahşap platform oluşturulmuştur. Bu platform, terasları bağlayan mevcut yaya yolu boyunca uzanmaktadır. Mevcut yolun engelli dolaşımına uygun olmayan eğimini düzenlemek için, Kuzey Teras ile Batı Teras arası iki kademeli olarak taş dolgu ile takviye edilmiş, engelli yolu ve dolaşım hattı bu dolgu üzerinden devam ettirilmiştir. Ahşap platform, taş dolgu üzerine yerleştirilmiş çelik konstrüksiyon bir çerçeve üzerine sabitlenmektedir. Platform ile Tümülüs arasında, platformdan 50 cm yükseklikte, Tümülüs’ü tutan, harçsız kuru duvar tekniği ile inşa edilmiş taş duvar yer almaktadır.

Kullanımlar ve Kullanıcılar

ÇDAP kapsamında, alanda tespit edilen dört kullanıcı grubuna (ziyaretçiler, güvenlik görevlileri, alanda çalışan/çalışacak araştırmacı ve personel, festivale katılan sanatçı ve ziyaretçiler) ilişkin kullanımlar gözetilmiş ve konaklama, barınma, yeme-içme, tuvalet gibi gereksinimlerle; güvenlik, sunum ve tanıtıma ilişkin mekansal sorunlar belirlenmiş ve bu gereksinimleri karşılamak üzere yeni yapı / mekansal düzenlemeler yapılmıştır. Bu çerçevede, Doğal Çevre ve Yollar, Kullanım ve Kullanıcılar, Mevcut Yapılar, Yeni İnşa Edilecek Yapılar, Sunum ve Peyzaj Elemanları, Altyapı Elemanları, Yönetim, Güvenlik ve İzleme konularında kararlar üretmiştir.

Mevcut Yapılar

Alandaki arkeolojik eserler dışında insan eliyle yapılmış geçici yapılar (restorasyon laboratuarı, karavanlar vb), betonarme ya da yığma sistemle inşa edilmiş kalıcı yapılar (kafeterya, su deposu vb), yapı kalıntıları (ağıllar, tuvalet vb) ve yapı izlerinin (inşaat temeli) alanın görsel bütünlüğüne etkileri, işlevsellikleri, nitelikleri ve konum özellikleri değerlendirilerek, bunların kademeli olarak kaldırılması öngörülmüştür. Tümülüsün güneyinde yer alan ve Tümülüs’ten algılanan kafeterya, Hizmet Evi’nin inşasından sonra kaldırılacak, yerine otoparkla birlikte Festival Alanı düzenlemesi yapılacaktır.

Yeni İnşa Edilecek Yapılar

Alanın ziyaretçilere sağlıklı sunumu, bekçilerin alanda çağdaş koşullarda barınmalarının sağlanması, alanda araştırma yapan grupların çalışmalarının sağlıklı yürütülmesi için gerekli mekansal olanakların sağlanması amacıyla, alan ve yakın çevresinde bazı yeni yapıların inşası öngörülmüştür. Bu çerçevede:

– Ziyaretçiler için Adıyaman ve Malatya tarafında iki Hizmet Evi ile sit alanı içinde ziyaretçi tuvaletleri,

– Alanda uzun süreli görev yapan bekçiler için bir bekçi evi ve araştırmacılar için bir saha ofisinin çevreden algılanmayacak, ancak Tümülüse yakın bir yerde inşası,

– Yerel festival için kafeteryanın yıkılması ile ortaya çıkacak zedelenmiş topografyada bir açık hava tiyatrosunun yapımı öngörülmüştür.

Bu çerçevede, Kazı ve Araştırma Ekibi için Saha Ofisi ve Depo mekânları ile alanın denetiminden sorumlu bekçilerin ihtiyaçlarını giderecekleri birimler, Tümülüs’ün doğu terasının doğusunda, alt kotta yer alan ağıl kalıntılarının bulunduğu yere inşa edilecektir. Yapıya ulaşım, topoğrafyanın izin verdiği patika üzerinden, araziye olabildiğince müdahale etmeden oluşturulan doğal taş merdiven ile yapılacaktır. Tek katlı olan yapının dış cepheleri yöresel taş kaplıdır.

Alandaki arkeolojik eserler dışında insan eliyle yapılmış geçici yapılar (restorasyon laboratuarı, karavanlar vb), betonarme ya da yığma sistemle inşa edilmiş kalıcı yapılar (kafeterya, su deposu vb), yapı kalıntıları (ağıllar, tuvalet vb) ve yapı izlerinin (inşaat temeli) alanın görsel bütünlüğüne etkileri, işlevsellikleri, nitelikleri ve konum özellikleri değerlendirilerek, bunların kademeli olarak kaldırılması öngörülmüştür. Tümülüsün güneyinde yer alan ve Tümülüs’ten algılanan kafeterya, Hizmet Evi’nin inşasından sonra kaldırılacak, yerine otoparkla birlikte Festival Alanı düzenlemesi yapılacaktır.

Nemrut Dağı Tümülüsü’ne ulaşımda, araçla erişilen son nokta olan Festival Alanı, Tümülüs’ün güneyinde bugünkü kafeterya binasının yerine inşa edilmek üzere açık hava amfisi şeklinde tasarlanan Festival Amfisi ile araç yolunun bitiminde iki kademe olarak düzenlenen otopark kısmından oluşur. Festival Alanı yılda bir kez düzenlenen Nemrut Festivali’ne ve farklı etkinliklere ev sahipliği yapmak üzere tasarlanmıştır. Tümülüs’e tırmanan yaya yolları ve engelli yolu başlangıcı da bu alanda yer almaktadır.

Yaklaşık 1000 seyirci kapasiteli Festival Amfisi ile Milli Park Araç Otoparkı, topoğrafyanın doğal yapısı korunarak konumlandırılmıştır. Kapalı mekânlar, mevcut kazılmış alanda yer almaktadır.

Amfinin batısında yer alan sahnenin altında, kot farkından faydalanılarak engelli aracı deposu ile sanatçı hazırlık bölümü oluşturulmuş, ayrıca katır veya engelli aracı ile Tümülüs’e tırmanacak ziyaretçiler için korunaklı bekleme alanı elde edilmiştir.

Tümülüs çevresinde ziyaretçilerin kullanımına yönelik iki adet tuvalet kabini konması planlanmıştır. Tuvalet kabinleri yüksek performanslı solid akrilik malzemeden imal edilecektir. Alandaki yerlerine göre özel olarak tasarlanmış olan kabinlerin yerleştirilecekleri noktalar seçilirken ana dolaşım alanlarından algılanmayacak şekilde saklı ve foseptik ile beraber yerleşime izin verecek nitelikte olmalarına özen gösterilmiştir.

Sunum ve Peyzaj Elemanları

Alanda gereksinimleri karşılamak üzere bazı peyzaj elemanları (oturma bankı, zincirli bariyerler, çöp kutusu, bilgilendirme/sınırlama amaçlı panolar) bulunmaktadır. Ancak bunlar genellikle çok niteliksiz olup, sayıca da yetersizdirler. ÇDAP kapsamında, Tümülüsün çağdaş ölçütlere uygun ve doğru sunumu, alanın güvenliğinin sağlanması için gereksinimleri karşılayacak peyzaj elemanlarının türleri belirlenmiş, bunların konumları ve nitelikleri tanımlanmıştır. Bu doğrultuda, Uygulama Projesi, doğu, batı ve kuzey teraslarda, Nemrut Dağı Tümülüsü ve yakın çevresi ile ilgili açıklamaları içeren bilgi panolarını konumlandırmıştır. Ayrıca her terasta, o terasa ait tanıtıcı haritalar ile ziyaretçilere manzara seyri sağlayan gözlem dürbünlerinin yerleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Alandaki kültür varlıklarının kalın halatlar ile çevrelenmesi öngörülmüştür. Heykellerin önlerinde tanıtıcı isimlikler yer alacaktır. Ayrıca uygun noktalara, ziyaretçilerin alanda dolaşımını şekillendirecek yönlendirme elemanları yerleştirilecektir. Bu elemanlar aynı zamanda gerekli uyarı ve kısıtlamaları uluslararası sembollerle anlatan panoları da taşıyacaktır. Aynı tasarım dili ve teknikle tasarlanan tüm bu peyzaj elemanları doğal taş malzemeden modüler olarak üretilecektir.

Altyapı Elemanları

Tümülüsün yakın çevresinde su ve elektrik yoktur. Tümülüste aydınlatma yapılması düşünülmese de, güvenlik ve kontrolün sağlanması, ziyaretçilerin gereksinimlerinin karşılanması ve yapılacak onarım amaçlı çalışmalar için, doğal peyzajı bozmadan alana elektrik ve su getirilmesi öngörülmüştür.

Yönetim, Güvenlik ve İzleme

Alanda yetki Adıyaman Müze Müdürlüğü’nde olup, güvenlik sezon boyunca vardiyalı olarak çalışan dört bekçi tarafından sağlanmaktadır. Eş zamanlı olarak ikili gruplar halinde görev yapan bekçilerin alanda güvenliği sağlamaları zordur. Bunun için Tümülüs’e alan kılavuzu olmadan giriş yapılmaması kararlaştırılmıştır. Böylece bölge insanının Alan Kılavuzu olarak eğitilerek görev yapması planlanmış ve istihdam yaratılması öngörülmüştür. Güvenliğin sağlanması için alanda kameralı izleme sisteminin kurulması ve bekçi sayısının sekize çıkarılması düşünülmüştür. Tanıtım broşürlerinde de alana giriş ve dolaşım koşulları tanımlanacaktır.

Her terasta hem terasın tamamını hem de dolaşım yollarını görecek şekilde konumlanmış, 360° görüş açılı özel güvenlik kameraları bulunacaktır. Kameralardan alınan görüntüler fiber optik kablolar ile Kamera Ünitesi’ne ulaşacaktır. Kamera Ünitesi kuzey terasın kuzeyinde, alt kotta, alandan algılanmayacak bir noktada yer alan ve tek mahalden oluşan bir yapı olup cepheleri yöresel taş kaplıdır.

Başa Dön

Hizmet Evi

HİZMET EVLERİ

NDMP-UDGP’na göre, Çevre Düzenleme Projesi kapsamında biri Adıyaman, diğeri ise Malatya tarafında olmak üzere iki Hizmet Evi yapılması öngörülmüş, bu amaçla imar planları, mimari avan projeler ve uygulama projeleri hazırlanmıştır. Ziyaretçilerin büyük çoğunluğunun Adıyaman tarafından gelmesi nedeniyle bu tarafta yapılacak olan binanın programı daha geniş kapsamlı tutulmuştur.

ADIYAMAN HİZMET EVİ (ZİYARETÇİ KARŞILAMA MERKEZİ)

Adıyaman Hizmet Evi, Tümülüs’ün yaklaşık 2 km güneyinde, topografyanın en uygun olduğu alanda, güneye yönlenmiş olarak inşa edilecektir. Tümülüs’e çıkışta araçla son erişim noktası olan yapının çevresinde, alana gelen ziyaretçilerin park edeceği otoparklar yer almaktadır.

Tasarımın hedefleri açık ve kapalı mekânların farklı ziyaretçi gruplarının (turist, engelli, öğrenci vs.) ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilmesi, alternatif etkinliklere olanak sağlamasıdır. Hizmet Evi’nde ziyaretçiler Nemrut hakkında çağdaş sunum araçları ile bilgilendirilecek ve çeşitli gereksinimleri karşılanacaktır. Yapı, işlevselliğin yanı sıra mekânsal süreklilik, dolaşım, ışık ve çevre algısını bütünleştiren bir kurguyla tasarlanmıştır.

Adıyaman Hizmet Evi, yer aldığı eğimli araziye, kuzeyindeki yoldan ve otopark alanından mümkün olduğunca algılanmayacak biçimde yerleşen, güneye, manzaraya yönlenen ve katlar arasında mekânsal sürekliliğin sağlandığı iki katlı bir ziyaretçi karşılama merkezidir. Yapı ile ana yol arasındaki doğal topografya büyük ölçüde korunmuş, yapıya tünel formunda giriş ve çıkış koridorları oluşturulmuştur.

Manzaraya yönlenen güney cephe boyunca, ahşap kaplamalı bir teras uzanır. Ahşap teras, doğu ucuna doğru, topografyaya uyumlu bir açı ile genişlerken çatının devamı niteliğindeki saçak terası örter. Cephe boyunca yerleşen silindirik çelik kolonlar teras ile çatı örtüsünü taşır. Kuzeyde ise yapı, yaslandığı eğimli araziden koparak topografya ile arasında korunaklı bir avlu oluşturur. Bulunduğu zorlu iklim koşullarına karşı korunabilmesi amacıyla, yapının tüm cephe açıklıkları, faaliyette olmadığı dönemde kapatılacak biçimde tasarlanmıştır. Yapı dış cephede kaba yonu taş plakalarla kaplıdır.

Yapının ana dolaşım ekseni, doğu ve batı uçlarında yer alan giriş ve çıkış noktaları arasında yer almaktadır.Sergi mekânları, dinlenme alanları, çok amaçlı salon, satış birimleri ve kafeterya bu ana eksenin sağında veya solunda, yer yer birbirinin içine geçerek konumlanır. Ziyaretçiler yapının batı kapısından, alt kottan binaya girer, Nemrut sergilerini dolaşır, dinlenir ve Tümülüs’e hareket etmek üzere üst kotta, yapının doğu kapısından çıkar.

Yapının merkezinde bulunan, merdiven ile engelli asansörünü içine alan galeri boşluğu, üst katta dinlenme mekânları ile sergi mekânları arasında mekânsal sürekliliği sağlar. Galeri izdüşümünde yer alan çatı ışıklığı sayesinde doğal ışık büyük oranda toprağa gömülü olan alt kata kadar ulaşır.

Sergileme mekânlarında, Nemrut Dağı Tümülüsü’nün tüm değerlerinin ziyaretçilere tanıtılması amaçlanmıştır. Ziyaretçiler, alt kattaki geniş giriş holü ve danışma biriminde güvenlikten geçtikten sonra sergi mekânlarında verilmekte olan bilgileri tercih ettikleri dilde takip etmelerini sağlayacak kulaklıklı cihazlardan edinecektir.

Alt katta yer alan sergi alanı, tematik konuların işlendiği modüller ile orta alanda sunulan Kommagene Krallığı’na ilişkin anlatımlarla şekillenir. Bu temalar sırasıyla Nemrut Dağı Milli Parkı, “Aslanlı Horoskop” ve astrolojik tarihlemeler, sit alanının maketi, Tümülüs’ün konumu ve özellikleri, yapıların mimari özellikleri, üç terasa ait bilgiler, bölgenin coğrafi koşulları ve fiziksel özellikleridir. Grafik gösterim ağırlıklı bilgi aktarımını çeşitlendirmek ve üç boyutlu algı kazandırmak için sergilemede, alan maketi, görme engelliler tarafından da dokunulabilecek heykel başlarının küçük replikaları ve Aslanlı Horoskop kabartmasının kopyası gibi unsurlar da bulunacaktır.

Alt kattaki Çok Amaçlı Salon’da, alanın tanıtımına yönelik dört ayrı dilde film/DVD/video gösterimleri yer alır. Farklı zamanlarda çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapacak olan salonun açık ve kapalı fuayesi güneye, manzaraya yönlenir.

Üst katta yer alan sergi alanı, yapının kuzeyinde oluşturulan iç avlu ile beraber tek bir hacim olarak değerlendirilmiş, merkezine hem iç mekândan hem de dış mekândan algılanacak büyük bir ocak yerleştirilmiştir. İç mekânda, Kral I. Antiochos’un vasiyetnamesi (nomos) Türkçe ve İngilizce olarak sunulur, dış mekânda ise vasiyetnamenin ‘replikaları’ taş avlu duvarlarında orijinal ebatları ile sergilenir. Ziyaretçiler bu yazıt ile ilk kez bu mekânda tanışacaktır. Sergi alanının devamında yer alan sergilerde Nemrut Dağı Tümülüsü’nün keşfedildiği dönemden itibaren bugüne kadar ulaşan öyküsü anlatılacaktır.

Üst kat sergi mekânlarının devamında ziyaretçilerin yöreye özgü anı eşyalarını edinebilecekleri satış birimi yer alır. Dinlenme mekânları, kafeterya ve teras birbiriyle bağlantılı bir düzenle manzaraya yönlenerek konumlanmıştır. Gün doğuşu ve batışı arasındaki zaman diliminde, rahatça dinlenip yemek yenilebilecek şekilde tefriş edilen bu mekânlarda, tekrar Tümülüs’e çıkmak üzere beklenecektir.

MALATYA HİZMET EVİ

Nemrut Dağı Tümülüsü’ne Malatya tarafından geliş istikametinde, yine ziyaretçilerin alanla ilgili bilgilendirilmesi ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılayabilmesi amacıyla Malatya Hizmet Evi yer almaktadır. Tümülüs’ün yaklaşık 2km kuzeydoğusunda yer alacak olan yapı, Malatya tarafından Tümülüs’e ulaşımda araçla son erişim noktasıdır. Nemrut’a Malatya yönünden gelen ziyaretçilerin gereksinimlerini karşılamak üzere mekânsal kurgu, dolaşım, cephe organizasyonu, ışık ve çevre ile kurduğu ilişki bakımlarından Adıyaman Hizmet Evi ile aynı mimari dil ve yaklaşımla ele alınan ve özdeş bir programa sahip olan Malatya Hizmet Evi tek katlı bir yapıdır.

Hizmetevlerinin uygulama projeleri SAYKA İnşaat Mimarlık Müh. Müş. Tic. Ltd. Şti tarafından yapılmıştır. Projeler 30 Aralık 2009’da Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştır.

Başa Dön

Malzeme

MALZEME ARAŞTIRMALARI

Amaç

Bu çalışmanın amacı bozulmakta olan tarihi yapı taşlarının sağlamlaştırılmasında: – özgün bileşime benzer yapı oluşturulması, – koruma işlemlerinin tekrarlanabilir olması, – koruma işlemi uygulanmış, daha az bozulmuş ve sağlam olan taşın özgün yapısı ile uyumlu bir bütün oluşturmasının sağlanmasıdır.

Proje kapsamında yapılmış olan araştırmalar aşağıdaki başlıkları içerir.

Kapsam

1. Taşlardaki bozulmaların incelenmesi: Farklı bozunmaların taşların fiziksel, mekanik, mineralojik ve kimyasal yapısında oluşturduğu değişmelerin tespit edilmesi.

2. Koruma işlemlerinin tanımlanması:

  • Belirlenen bozulmuşluk durumlarına göre etkili sağlamlaştırma yöntemlerinin tanımlanması ve bunların anıtı oluşturan taşların jeolojik eşdeğerlerinde denenmesi;
  • Taşların yapısına uygun yapıştırma ve boşluk doldurma harçlarının geliştirilmesi;
  • Uygulanacak koruma müdahalelerinin dayanıklılık ve uyumluluk değerlendirmeleri.

3. Koruma işlemlerinin uyumluluk ve dayanıklılık sınaması: Anıtı oluşturan taşların jeolojik eşdeğerleri olan taşlarda ve arazide anıt üzerinde seçilen pilot bölgelerde koruma işlemlerinin denenmesi.

4. Yapılacak uygulamaların tanımı ve uygulama ekibinin eğitimi: Malzeme ve uygulama tekniğini içeren yöntemlerin laboratuvar ve yerinde yapılan deney / uygulamalara göre belirlenmesi ve ileride yapılacak uygulamaların tanımı.

Yapılan Araştırmalar

1. Anıt üzerinde yapılan analizler

  • Bozulma haritaları
  • Kızıl ötesi ısıl görüntü analizleri
  • Ultrasonik hız ölçümleri
  • Renk ölçümleri

2. Laboratuvar analizleri

  • Fiziko-mekanik özelliklerin belirlenmesi
  • Anıttan alınan mikro örnekler
    • Kalın ve ince kesitlerin optik mikroskop analizleri
    • Kalın kesitlerin SEM-EDX analizi
    • FTIR analizleri
    • XRD analizleri
  • Dayanıklılık deneyleri: Tuz kristallenme, ıslanma-kuruma ve donma-erime döngü testleri ile yapay bozulmuş örneklerin
    • Fiziko-mekanik özelliklerinin saptanması
    • Mikroyapısal özelliklerin SEM-EDX ve ince kesit analizleri ile incelenmesi
    • Renk analizlerinin yapılması
    • Dilatasyon özelliklerinin belirlenmesi
  • Koruma Uygulamaları Araştırmaları:
    • Biyolojik bozulmanın kontrolü
    • Çatlak gelişimini önleyerek, kopma, tabakalanma ve oyulmaların oluşum ve/veya gelişiminin durdurulması
    • Taşların yapısına benzer mineraller oluşturarak sağlamlaştırma
    • Küçük kılcalları ve çatlakları doldurma
    • Taşla uyumlu harçlarla yapıştırma, çatlak ve boşluk doldurma
    • Biyomineralleştirme ile yüzey koruma yöntemlerinin geliştirilmesi

Araştırma Sonuçları

Laboratuvar ve arazi çalışmaları ve araştırma sonuçları aşağıdaki başlıklarda ele alınmıştır:

    • Tahribatsız Analizlerle İnceleme: Acil Ve Kapsamlı Müdahale Bölgelerinin Onarım Öncesi, Sonrası Ve İzleme Analizleri
    • Kireç taşı heykeller ve kaideler üzerinde yapılan bozulma sorunlarının teşhis çalışmaları ve geliştirilen koruma uygulamaları
    • Kumtaşı steller ve heykeller üzerinde yapılan bozunma sorunlarının teşhisi ve koruma yöntemlerinin geliştirilmesi çalışmaları

    • Biyolojik bozulmaların incelenmesi
    • Ayrılan tabakaların yapıştırılması, büyük çatlak ve boşlukların doldurulması amacı ile puzolanik harç hazırlanması

    • Koruyucu Tekstil Araştırmaları

Sonuç olarak aşağıdaki konularda öneriler geliştirilmiştir:

    • Anıt Ölçeğinde Taş Bakım Ve Müdahale Programı (5 Yıllık Program)

    • Taş Bakım Ve Müdahale Tarifleri, Ekip Tanımı Ve Eğitim
      • Taş Malzemeye Yönelik Müdahalelerin Ana Esasları
      • Kireçtaşına Yönelik Müdahaleler (MKİREÇTAŞI)
      • Kumtaşına Yönelik Müdahaleler (MKUMTAŞI)
      • Taş Koruma Çalışmaları Araştırma ve Eğitim Ekibi
      • Eğitilecek Kişilerin ve Eğitim Programının Niteliği
    • Müdahale Tariflerinin Alandaki Eserler Üzerinde Haritalandırılması
    • İzleme Faaliyetlerinin Ve Süreçlerinin Tanımı

Çalışmalarla ilgili ara sonuçlar Aralık 2008’den itibaren kademeli olarak raporlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına sunulmuştur. Malzeme araştırmaları final raporu en son düzeltmeler ile Ağustos 2011’de sonuçlandırılmış ve Ekim 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.

Malzeme araştırmalarının sonuçları koruma onarım uygulamalarında dikkate alınarak projeler buna göre geliştirilmiştir.

Başa Dön

Jeolojik Araştırmalar

Amaç

KNKGP kapsamında yürütülen jeolojik çalışmaların amacı, Nemrut Dağı Tümülüsü’nde bulunan anıtlardaki bozunma mekanizmasının incelenmesi ve koruma çalışmalarına altlık oluşturacak bilgi sağlanmasıdır.

Kayaç Türleri

Heykeller: Kireçtaşı

Horoskop ve Kabartmalar: Kumtaşı

Bozunma Türleri

  • Kireçtaşında erime nedeniyle çatlakların genişlemesi ve açılması
  • Kireçtaşında erime boşlukları
  • Kumtaşında tabakalar boyunca ayrılmalar

Arazi Çalışmaları

  • Jeolojik haritalama
  • Jeolojik formasyonlardan örnek alma
  • Bozunma formlarının doğal kayaçlar üzerinde incelenmesi
  • Anıtlar üzerindeki bozunma formlarının incelenmesi
  • Anıtlar üzerinde fotoğraf yöntemi ile çatlak analizi
  • Çatlak ve oyulma analizleri
  • Anıtlarda ileride malzeme kaybı olacak yerlerin tesbiti

Laboratuvar Çalışmaları

  • Doğal örneklerden 5cm x 5cm x 5cm boyutunda 400 adet küp örnek hazırlanması
  • Örneklerin fiziko-mekanik özelliklerin belirlenmesi
  • Küp örnekler üzerinde yaşlandırma deneylerinin yapılması
  • Yaşlandırma Deneyleri: (Zarar verme sırası) Tuz kristallenmesi > Donma-Çözünme > Islanma-Kuruma
  • Mineralojik-petrografik incelemeler
  • XRD, XRF, ve SEM analizleri

Bu çalışmalarla ilgili ara sonuçlar Aralık 2008’den itibaren kademeli olarak raporlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına sunulmuştur. Jeolojik Araştırmalar final raporu Malzeme Araştırmaları final raporu ile birlikte Ağustos 2011’de sonuçlandırılmış ve Ekim 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.

Koruma onarım uygulama önerileri Jeolojik araştırmaların sonuçları dikkate alınarak geliştirilmiş, projeler buna göre yapılmıştır.

Başa Dön

Yapısal Araştırmalar

Nemrut anıtlarının yapısal incelemesi, doğu ve batı teraslarında yer alan anıtların yıkılma sebebini araştırmayı hedeflemektedir. Kasım 2006’dan beri bu çerçevede yürütülmekte olan yapısal çalışmalar şunları içermektedir.

İklim Verileri Analizi

Anıtlar bölgesine takılan sensörler aracılığıyla, alanın sıcaklık, nem, rüzgar yönü ve hızının izlenmesi

Analitik Modelleme

Anıtların farklı araç ve yöntemler kullanarak analitik modellemesi

Deprem Analizi

Bu modeller üzerinde gerçekleştirilen kayıtlı (17 Ocak 1995 Kobe – Japonya, 13 Mart 1992 Erzincan – Türkiye, 17 Ağustos 1999 Gölcük – Türkiye, 5 Haziran 1999 Lucerne – İsviçre ve 12 Kasım 1999 Düzce – Türkiye) ve sentetik deprem analizleri

Patlama Analizi

Bu modeller üzerinde gerçekleştirilen patlama analizleri

Dinamik Testler

Anıtlar bölgesine iki farklı zamanda gerçekleştirilen teknik ziyarette yapılan dinamik testler

Kar Yükü Analizi

Bölgede ortaya çıkması muhtemel kar yükünün hesaplanması

Sonuçlar

Şu ana kadar yürütülen ve yukarıda kısaca özetlenen bu çalışmalar ışığında, şu sonuçlara ulaşılabilir:

  • Anıtların deprem yoluyla yıkılmış olmaları ihtimal dışı olmasa da, deprem, iki terasta yer alan anıtlar arasında var olan büyük fiziksel bütünlük farkını açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Batı terasındaki tüm blokların batı yönünde yıkılmış olması fakat doğu terasında doğu yönünde yıkılmış olması deprem sonrası yıkılma biçimleri ile uyumsuzdur.
  • Anıtların patlama ile yıkılabildikleri simülasyonlar ile gösterilmiştir. Ancak, tümülüs üzerinde yer alan kraterlerin çapı ile kullanılan patlayıcı miktarı arasında mantıklı bir ilişki bulunmamaktadır. Krater çapını patlayıcı ile oluşturmak için tonlarca patlayıcı yerleştirilmesi gereklidir ve bunun fiziksel olarak yapılmış olması muhtemel değildir. Kraterlerin el ya da makine ile kazılarak açılmış olması muhtemeldir. Dolayısıyla anıtların patlama sebebiyle yıkılmadığı düşünülmektedir.
  • Kar yükü ile anıtlar yıkılabilmektedirler. Bu olasılık, izleme çalışmaları sonunda hakim rüzgar yönünün doğudan batıya doğru olduğu sonucuna varılması halinde, doğu ve batı terasları arasındaki farklılığı da açıklayabilmesi açısından önem taşımaktadır. Rüzgar yön sensörlerinin anıtlar bölgesindeki dış şartlar sebebiyle düzenli olarak çalıştırılamamış olması sebebiyle rüzgar yönü net olarak belirlenememiştir. Fakat önceki araştırmacıların gözlemlerinden ve fotoğraflardan batı terası bölgesinin aşırı kar altında kaldığı ve tümülüsün eğiminin batı terasında hemen anıtların arkasında bitiyor olması, bütün taşların aynı yönde ve tümülüsten uzağa doğru yıkılmış olması kar sebebiyle oluşmuş yıkımı destekler niteliktedir.
  • Analitik modeller ve anıtlar üzerinde yapılan ölçümler sonucu, tek bir depremin anıtları tümüyle yıkmış olamayacağı, birden fazla depremin taşları yerlerinden her seferinde biraz daha fazla oynatarak yüzyıllar içinde yıkıma sebebiyet vermiş olabileceği değerlendirilmektedir. Batı terasındaki yıkımın deprem sebebiyle olmadığı, kar ya da temel oturmaları sebebiyle tek yönlü bir yıkılma gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Bu çalışmalarla ilgili ara sonuçlar Aralık 2008’den itibaren kademeli olarak raporlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığına sunulmuştur. Yapısal Araştırmalar final raporu Malzeme Araştırmaları final raporuile birlikte Ağustos 2011’de sonuçlandırılmış ve Ekim 2011’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanmıştır.

Yapısal araştırmaların sonuçları koruma onarım uygulamalarında dikkate alınarak projeler buna göre geliştirilmiştir.

Başa Dön

RÖLÖVE ÇALIŞMALARI

Rölöve çalışması aşağıdaki belgelerden oluşmaktadır:
1. Rölöve Çizimleri: Tümülüs ve yakın çevresini içeren içeren 1:500 ile 1:10 arasında değişen ölçeklerde hazırlanmış toplam 39 paftadan oluşan rölöve çizimleri,
2. Mimari Bloklar Belgeleme Çalışması: Alandaki 408 adet taş bloğa ilişkin 1:20 veya 1:10 ölçekli çizimleri ve bozulma haritalarını içeren 107 paftadan oluşan belgeleme çalışması
3. Mimari Bloklar Veri Tabanı: Nemrut Dağı Anıtını oluşturan ve 1:50 ölçekli planlarda gözlemlenebilen 768 adet bloğun listesi ile birlikte bloklarla ilgili bilgi, belge ve değerlendirmeleri içeren, EXCEL ortamında hazırlanmış Mimari Bloklar Veri Tabanı,
4. Nemrut Dağı Tümülüsü Rölöve Projesi Raporu: Proje kapsamında hazırlanan belgeleri ilişkilendirerek alanın tarihi, mimari özellikleri ve sorunlarını tanımlayan rapor.

Rölöve Çizimleri:

Rölöve projesinin hazırlanması için 2006 ve 2008 yıllarında Nemrut Dağı Tümülüsü’nde ilk belgeleme çalışmaları yapılmış; Eylül 2009’daki arazi çalışmasında ise hazırlanan rölöveler kontrol edilerek eksiklikler tamamlanmıştır. Ekim 2010’da tüm çizimler Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teslim edilmiştir.

Rölöveler toplam 39 paftadan oluşmaktadır. 1:500 ölçekli Plan, Tümülüsün tüm teraslarını yakın çevresi ile güneyde kafeterya binasına kadar olan alanla birlikte içine alan iki paftadan oluşur.

1:200 ölçekli belgeleme-rölöve çizimleri

Toplam 13 paftadan oluşan 1:200 ölçekli belgeleme çizimlerinin 9 tanesinde planlar, diğerlerinde ise kesit ve cepheler bulunmaktadır. Planlar güneyde kafeterya ve önündeki otopark alanından başlar, kuzeye doğru Nemrut Dağı Tümülüsü ve Kuzey Terası içine alarak, doğuda Kutsal Tören Yolu’na uzanır ve Malatya Yolu’nun başlangıç kısmı ile sonlanır. 1:200 ölçekte hazırlanan, Tümülüsü doğu-batı ve kuzey-güney aksından kesen iki adet cephe-kesit ve iki adet kesit ise Tümülüsün teraslar ve yakın çevre ilişkilerini gösterir.

1:50 ölçekli belgeleme-rölöve çizimleri

1:50 ölçekli belgeleme çizimleri Nemrut Dağı Tümülüsü’nün batı, doğu ve kuzey teraslarını içine alacak şekilde 16 adet plan paftasıyla, 8 adet cephe-kesit paftasından oluşur.

Belgeleme Yöntemi:

Rölöve ölçüm çalışmaları Ekim 2006, Ekim 2008 tarihlerinde olmak üzere iki dönemde yapılmıştır. Tümülüs ve yakın çevresi, Doğu, Batı, Kuzey Terasları ve yakın çevresi ile doğu ve batı Tören Yolları toplam 5 kişilik uzman bir ekip ile 30 günlük bir arazi çalışmasıyla optik / elektronik aletler kullanılarak bunun olanaksız olduğu yerlerde elle / basit aletler kullanılarak belgelenmiştir. 2009 yılı alan çalışmasında rölövelerin son kontrolü yapılarak çizimler son haline getirilmiştir.

Ölçümlerle elde edilen veriler, 2007 yılında hazırlanmış olan Nemrut Dağı (Kahta/Adıyaman) Tümülüs Alanı ve yakın çevresini kapsayan 2584 hektarı içeren 1:1000 ve 1:5000 ölçekli sayısal fotogrametrik temel haritalarda ve 1:1000 ölçekli ortofoto haritalarda yer alan poligon noktalarıyla çakıştırmak suretiyle memleket koordinat sistemine bağlanmıştır.

Tüm çizimler imaj olarak taranmış ve uygun bilgisayar programı aracılığıyla vektorel hale dönüştürülerek dijital ortama aktarılmıştır. Ayrıca Tümülüs ve çevresi, dijital fotoğraf makineleriyle farklı zamanlarda çekilen 3.860 kare ile fotografik olarak da belgelenmiştir.

Mimari Bloklar Belgeleme Çalışması (MBB):

Rölöve belgeleme çalışmalarına ek olarak; alanda bulunan ve özellikle heykellere ait olan önemli bloklar seçilerek 1:20 veya 1:10 ölçekte çizilmiş ve fotoğraflanmıştır. Bu çerçevede 402 adet taş bloğunun arazideki konumuna göre, görülen cephelerinin (kuzey-güney-doğu-batı) rölöveleri hazırlanmıştır , bunların 308 adedinin üzerine ek olarak malzeme bozulma haritaları çizilmiştir.

Nemrut Dağı Tümülüsü-Mimari Bloklar Veri Tabanı (NDT-MBVT):

Alanda belli büyüklüğün üstünde 700’ü aşkın taş blok incelenmiştir.

Ayrıca alanın bütün olarak algılanması ve sistematik bir tarama yapılabilmesi için, belgelemesi tamamlanan bloklar dışında, 1:50 ölçekli rölöveler üzerinde konumları belirlenmiş olan taşların tanımlanması, fotoğrafla belgelenmesi ve yorumlanabilmesi için Nemrut Dağı Tümülüsü – Mimari Bloklar Veri Tabanı hazırlanmıştır. 408 blokla ilgili ayrıntılı dökümleri içeren paftalardan farklı olarak bu veri tabanında alanda bulunan ve özellikle heykel ve/veya stel parçası olan 768 blok ayrı kodlarla tanımlanmış; her blokla ilgili toplanan farklı nitelikteki bilgi ve yorumlar da bu veri tabanına aktarılmıştır (Tablo 3).

Her bir bloğa ilişkin belgeleme tamamlanmış ise veri tabanına bu çizimler aktarılmış ayrıca her bloğun kodu, fotoğrafı ve varsa tanımı veritabanına eklenmiştir. Veritabanında ayrıca geçmiş çalışmalarda kullanılan tüm kodlara referans verilerek ileride de araştırmacıların geçmişte yapılmış çalışmaları ilişkilendirebilmelerine olanak sağlanmıştır.

Veritabanında, duruma göre, mimari bloğun ayrı çizimi (1/10 ölçeğinde) veya mimari blok bir bütünün parçası ise (örneğin heykel gövdesini oluşturan bir parça ise) tüm heykel gövdesinin çizimi (1/20 ölçeğinde) verilmiştir.

Alanda ayrıştırılabilir nitelikteki tüm bloklar için hazırlanan Mimari Bloklar Veritabanındaki veriler kolaylıkla bir Coğrafi Bilgi Sistemi’ne (CBS) aktarılabilir şekilde düzenlenmiştir. Çizimi tamamlanmamış bloğun konumu gibi çeşitli nedenlerden dolayı tamamlanamamış olsa bile konumu bilinen ve fotoğrafla belgelenen tüm blokları içeren bu veri tabanının, ileride yapılacak restitüsyon ve restorasyon çalışmaları ile devam edecek Nemrut’la ilgili çalışmalara temel oluşturması ve zaman içinde geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

Nemrut Dağı Tümülüsü Rölöve Projesi Raporu:

Rölöve raporunda, projenin amaç ve kapsamının ardından Nemrut Dağı Tümülüsü’nün coğrafi konumu, genel özellikleri ve yasal statüsü tanımlanmıştır. Raporun ikinci bölümü, Kommagene Krallığı ve Nemrut Dağı Tümülüsü’nün arkeolojik ve tarihi özelliklerini kapsar. Üçüncü bölüm Nemrut Dağı Tümülüsü’nün mimari özelliklerini ayrıntıları ile aktarır.

Raporun dördüncü bölümünde Tümülüs ve çevresindeki heykellerde kullanılan taş malzemenin genel özellikleri yapım tekniği ile ilişkilendirilerek sunulmuştur.

2006 yılından bu yana sürdürülen Nemrut Dağı Tümülüsü’ndeki yapısal sorunların tespiti ve olası nedenlerin tanımına yönelik çalışmaları içeren raporun beşinci ve son bölümü, alanın ve eserlerin güncel durumunu ve yapısal sorunlarını rölöveler üzerinde göstererek, bu sorunların alandaki dağılımını tanımlar.

Başa Dön

NEMRUT DAĞI TÜMÜLÜSÜ RESTİTÜSYON – DÖNEMLEME ÇALIŞMASI

Restitüsyon çalışmaları Kasım 2010 tarihinde tamamlanmış ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne teslim edilmiştir.

Restitüsyon çalışması şunlardan oluşmaktadır:

  • Alanda daha önce çalışmış olan araştırmacıların çalışmalarının ve yapılmış olan müdahalelerin sunulduğu çizimler
  • ODTU-KNKGP’nin hazırladığı ve alanın özgününü gösteren ve alan bazında 1/50, bloklar bazında 1/10-1/20 ölçeklerinde hazırlanmış olan restitüsyon çizimleri
  • Restitüsyon raporu

 

Alanın keşfedildiği yaklaşık 100 yıldan beri alanda çeşitli araştırmacılar çalışmış, bu kişilerin bazıları sadece araştırma inceleme değil alanda bazı koruma onarım müdahaleleri de yapmışlar ve alanın özgün durumunu belirlemeye yönelik restitüsyon çalışmaları konusunda çeşitli saptamalarda bulunmuşlardır. ODTÜ KNKGP bu çalışmaların hepsini derlemiş ve tüm bu çalışanların değerli araştırma sonuçlarını göz önüne alıp hepsini bir araya toplayarak alanın özgün durumunu tanımlayan bir restitüsyon yapmıştır.

Alanda çalışmış olan araştırmacılar

Nemrut Dağı Tümülüsü’nün Karl Sester tarafından 1881 yılındaki keşfinden sonra, 1882 yılında alana gelen Otto Puchstein ve Karl Sester ekibi öncelikle belgeleme çalışmaları yapmıştır. Bunun ardından 1883 baharında alana gelen Osman Hamdi Bey ve Osgan Efendi çeşitli çizim ve kazı çalışmaları yapmış, aynı yıl onların ardından yine alana gelen Otto Puchstein ve Karl Humann, önceki ekip tarafından yapılan kazılara ek olarak, daha kapsamlı çalışma ve kazılar yapmışlardır.

Arada uzun sürelik bir kesintiden sonra, 1951 yılında Amerikalı mimar-arkeolog Theresa Goell ile Alman epigraf K. F. Dörner birbirlerinden bağımsız olarak ayrı ekiplerle, 1953 yılından itibaren ise birlikte çalışmak üzere Nemrut’a gelmişlerdir. Dörner ve Goell alanda 1953’den 1956’ya kadar her yıl, 1958 de ise son kez birlikte çalışırlar. Goell’in son alan çalışması 1973’de gerçekleşir.

Nemrut’taki çalışmaların Goell’den sonraki dönemi yine K. F. Dörner tarafından gerçekleştirilir. Dörner bir yandan Arsemia’daki çalışmalarına devam ederken, bir yandan 1983 yılında Nemrut Dağı’nda restorasyon çalışmalarının ilk aşamasını tamamlar. 1984 yılında devam eden restorasyon çalışmaları Mayıs-Eylül ayları arasında tamamlanır.

Alanda resmi olarak olmasa da Theresa Goell’in 20 yıl süren çalışmalarını derlemek üzere çalışmış olan Donald Sanders’in kitabı alan için önemli bir kaynaktır.

Dörner’in sağlık sorunları yaşaması nedeniyle bıraktığı Nemrut Dağı çalışmaları, Ekim 1987’de Sencer Şahin’in başkanlığında yeniden başlar.

Sencer Şahin’in çalışma döneminde öncelikle mezar odasının konumun araştırılması, yazıtın incelenmesi ve alanın anlamına ve yorumlanmasına ilişkin incelemeler yapılır ve alandaki sorunlar tanımlanarak, alanın Kommagene kültürünün bir parçası olarak bütüncül biçimde yorumlanması ve kapsamlı bir çevre düzenleme için öneriler geliştirilir. Sencer Şahin’in çalışmaları 1989 yılında son bulur. Şahin’in bu çerçevede yaptığı çok önemli bir katkı da, Nomos’un ilk Türkçe çevirisini yapmış olmasıdır.

Daha sonra Amsterdam Üniversitesi’nden Prof Dr. Herman Brijder’in başkanlığında bir ekip oluşturulur ve 2001 yılında resmen çalışmalara başlar. Ekip, 2001-2003 yılları arasında çeşitli belgeleme çalışmalarının yanı sıra Doğu Terasta onarım ve sunum amaçlı bazı müdahaleler ve düzenlemeler gerçekleştirilir.

ODTÜ KNKGP Restitüsyon çalışmaları

ODTÜ-KNKGP’nin yapmış olduğu restitüsyon çalışmalarında, yukarıda anlatılmış olan daha önce yapılmış tüm restitüsyon çalışmaları, yayınlarda geçen bu konudaki yorumlar ve eski fotoğraflar göz önüne alınmıştır. Buna ek olarak ODTÜ-KNKGP Ekibi tarafından, alanı tanımlamak/belgelemek ve ileride yapılacak araştırmalara ışık tutmak amacıyla üretilmiş olan, alanda yer alan tüm tanımlanabilir taş bloklarının kod, boyut, tanım, yer, ölçülü çizimleri ve fotoğraflarını içeren Mimari Bloklar Veritabanı kullanılarak alandaki tanımlanabilir taşların özgün durumları belirlenmiştir. Restitüsyon çalışmasında Mimari Bloklar Veritabanında bulunan tanımlanabilen tüm taşlar çizimler üzerinde yerlerine konulmuştur.

Ayrıca Nemrut Dağı’nın keşfedildiği 1881 yılından 2004 yılına kadarki süreçte; alanda farklı araştırmacılarca yapılan kazı ve müdahaleler, dönemlerine göre gruplanarak teras planları üzerinde gösterilmiş ve yüzyılı aşkın süredir alanda yapılan müdahalelerle ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.

KNKGP tarafından elde edilmiş olan güncel rölöveler üzerinde Mimari Blok Veritabanı kullanılarak tüm taşların ait olduğu yerler belirlenerek gösterilmiştir. Alanda bulunamamış veya tanımlanamamış olan taşlar koyu renkle gösterilmiştir.

Dönemleme çalışması sonucu olarak bugün alanda mevcut, veya sadece izleri mevcut veya hiç gözlenemeyen çeşitli mimari özellikler belirlenmiştir. Tümülüsün kuzeybatı ve güneydoğu yönlerinde yer almakta olan, birbirleri ile benzer özellikler taşıyan her iki teras, arka kısımlarına kazınmış yazıt (Nomos ) yer alan anıtsal heykel dizisi, konumları iki terasta farklı şekilde konumlanmış da olsa Antiochos’un atalarını betimleyen atalar kabartma dizileri ve her bir stelin önünde yer alan tütsü sunakları ile birbirine benzer şekilde tasarlanmıştır. Doğu terasta heykel dizilerinin ön kısmı iki seviyeli olup her iki yönden merdivenle ulaşılan bu iki podyum heykeller boyunca uzanmakta, batı terasta ise daha alçak kotta tek bir podyum yer almaktadır. Batı terasta heykel dizisinin yanında yer alan ve aslan horoskopunu da içeren stel dizisininin bir eş örneğinin doğu teras heykel dizisinin önünde de olduğuna dair bulgular olmakla birlikte bugün alanda mevcut ize rastlanmamaktadır. Her iki terasta ana heykel dizilerinin ön kısmında küçük sunaklar olduğu görülmektedir. Bu sunaklara ek olarak, bugün gözlenememekle birlikte, doğu terasta basamakli piramitin ön köşesinde bir kurban sunağı yer almaktadır. Yine doğu terastaki sunak platformunun üstünde, üst kısmı pedimentli bir çatı ile örtülü tapınak benzeri bir yapı olduğu anlaşılmıştır ancak bugün bu yapıya ait kanıt olabilecek parçalar alanda gözlenememektedir. Diğerlerinden farklı çizgisel bir şekle sahip kuzey terastaki üzerlerinde kabartma bulunmayan steller dizisi için her araştırmacının farklı yorumları olmuştur, genel kanı bu stellerde hiç bir zaman kabartma olmadığı ve muhtemelen başka bir törensel amaçla bu şekilde yapıldığıdır.

Alanda her üç terasa ulaşan üç adet tören yolu olduğu anlaşılmıştır. Bunlardan doğu ve batı teraslara ulaşan yolların izleri yer yer kaybolmuş olmakla birlikte bugün gözlenebilmektedir. Kuzey terastan kuzeye doğru çıkan tören yolunun terastaki çıkış noktası ve devamına ait izler bugün tamamen yok olmuştur. Kuzey teras tören yolunun terasa giriş kısmında koruyucu hayvan heykelleri olduğu da yine izlerden anlaşılmıştır. Diğer iki adet terasa ulaşan İki adet törenyolunun Tümülüsün doğu terasındaki altardan yaklaşık 280 m kuzey doğusunda, batıda ise batı terastaki büyük doğal kaya bloğundan yaklaşık 112 m güneybatısında törenyollarının başlangıcını tanımlayan, birer yüzünde grekçe yazıt bulunan birer karşılama steli bulunmuştur. Stellerin yazılı yüzlerin arkasında kabartma olduğuna dair hiç bir iz yoktur. Kuzey terasta ise bu tür karşılama steline rastlanmamıştır.

Nemrut Dağı Tümülüsünün özgün durumu KNKGP çizimleri ve Donald Sanders’in katkıları ile hazırlanan Learning Sites sitesinde yer alan canlandırmalarda da gözlenebilir (http://www.learningsites.com/Frame_layout01.htm).

Nemrut Tümülüsünün ve anıtlarının inşa tarihine ait kesin bir bilgiye bugüne kadar ulaşılamamıştır. Doğu ve Batı terasta yer alan heykel dizilerinin arkasına kazınmış olan ve Sencer Şahin’in dilimize çevirmiş olduğu Antiochos’un vasiyetini, kendisinden sonra halkından istediklerini, burada yapılacak olan törenlerin detayını anlattığı yazıt (Nomos) anıt mezarın yapılış gün ve ayını vermekte ancak yılına dair bir bilgi içermemektedir. Yazıtta yer alan ifadelere göre I. Antiochos’un tahta çıkış gün ve ayı “Loos 10”, doğum ayı ise “Audnaios 16” olarak verilmiştir bunlar sırasıyla Temmuz ve Aralık-Şubat aylarına denk gelmektedir. Alanda önemli ögelerden biri olan aslan horoskobunun gösterdiği tarih de anıtın inşa tarihi veya buna benzer önemli bir olayı göstermekte olduğu düşünüldüğü için alanda çalışan ilk araştırmacılardan beri ayrı bir ilgi konusu olmuştur. Farklı araştırmacılar farklı tarihler ve bu tarihlerin betimlediğini düşündükleri farklı olayları dile getirmişlerdir. Bu konu halen araştırılması gerekli bir konu olmayı sürdürmektedir.

Sencer Şahin ve ekibince alanda iki dönem gerçekleştirilen; daha önce Goell ekibince başlanan jeofizik araştırmalar, 1988-1989 yıllarında son teknolojiler kullanılarak tekrar edilmiş; Tümülüsün içyapısı ve mezar odasının konumu ve inşa şekline dair önemli bilgilere ulaşılmıştır. Alanda uzun yıllar çalışan Goell, çeşitli yerlerde yaptığı açmalarla Tümülüs’te kullanılan tekniklere yönelik pek çok bilgiyi açığa çıkarmış, ancak çakılların kayması nedeniyle bugüne kadar Goell ve başka hiç bir araştırmacı içeri girip mezar odasına ulaşamıştır.

Goel döneminde tümülüsün farklı noktalarında yapılan kazılarda, tümülüsün içindeki ana kaya üzerinde daha büyük blok taşlarla kuru moloz örgü sistemi ile basamaklar şeklinde inşa edilmiş bir iç yapı olduğu anlaşılmış; bu iç yapının biçim ve düzeni ise jeofizik araştırmalarla genel hatları ile tanımlanmıştır. Anıtın bitirilmediğine, dolayısıyla mezar odasının mevcut olmadığına dair görüşler ileri sürülmekteyse de bu konuda kesin bir sonuç henüz elde edilmemiştir.

NEMRUT DAĞI TÜMÜLÜSÜ KORUMA-ONARIM, RESTORASYON PROJESİ

Restorasyon projesi alanda yapılacak olan malzeme koruma ve sağlamlaştırma müdahaleleri ve onarım müdahalelerini kapsamaktadır. Proje ve raporlar Ocak 2011 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığına teslim edilmiştir. Projeler Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca 26 Ekim 2011 tarihinde görüşülerek onaylanmıştır.

Amaç:

Bir ‘Dünya Miras Alanı’ olan Nemrut Dağı Tümülüsü’nün değerlerini korumayı, sürdürmeyi ve bu değerleri tehdit eden sorunları ortadan kaldırmayı amaçlayan NDT Restorasyon Projesi’nde, bütün bu belgeler ışığında özgünlük, bütünlük, geri döndürülebilirlik, en az müdahale ve yerinde koruma ilkeleri temel ilkeler olarak belirlenmiştir.

Kapsam:

Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi’nin kapsamında yer alan belgeler ve bunların niteliğine ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir:

  • Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi Raporu: Proje kapsamında hazırlanan belgeleri ilişkilendirerek, alanda gerçekleştirilecek her türlü müdahaleyi ana koruma yaklaşımı, ilkeleri, müdahale ölçütleri ile birlikte tanımlayan rapor.
  • Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi (1/5, 1/10, 1/20, 1/50, 1/200 ve 1/500 ölçeklerde 12 pafta)
  • Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi Mimari Bloklar Bozulma ve Müdahale çalışması (toplam 408 blok için hazırlanan 59 pafta)
  • Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi Müdahale paftaları (1/500 ve 1/50 ölçeklerde 7 adet pafta)

İlkeler, Ana Restorasyon Yaklaşımı ve Benimsenen Müdahale Ölçütleri

Nemrut Dağı Tümülüsü’nün Restorasyon Projesi’nde ana koruma yaklaşımı değer esaslı en az müdahale olarak belirlenmiş; eserlerin mümkün olduğunca T. Goell ve K.F. Dörner’in de benimsediği üzere 1881 yılındaki konumlarında muhafaza edilmesi; malzeme ve yapısal sorunların çözümü için gerekli olan durumların yanı sıra alanın anlamsal değerinin doğru algılanmasını sağlayacak yerlerde – tarihsel referansları olması durumunda – çok sınırlı olmak üzere kısmi tamamlamalar yapılması benimsenmiştir.

NDT Restorasyon Projesi’nde de alanın tasarım, malzeme, teknik ve bağlamsal özgünlüğüne zarar vermeden anlamsal ve fiziksel bütünlüğü korunmaya çalışılmıştır. Ancak bu yapılırken tamamlama, ayağa kaldırma ve yeniden inşalardan olabildiğince kaçınılmıştır. Bu amaçla, alanda 19. yüzyıldan bu yana yapılan çalışmalarda üretilmiş belgeler esas olarak alınmış; bu süreçte yetersiz bilgi ve yoruma dayalı olarak yapılmış müdahalelerin de en güvenilir kaynağa göre eski haline geri döndürülmesi benimsenmiştir. Görsel bütünlüğü sağlamak amacıyla çok az yerde yapılan yeniden küçük inşa faliyetlerinde ise malzeme, detay ve soyutlamalarla özgün ile uyumlu ancak ayrıştırılabilir olmasına dikkat edilmiştir.

NDT Restorasyon Projesi’nde de sunum amaçlı yapılan müdahalelerde aşağıdaki ilkeler esas alınmıştır:

  • Toplumun kültürel mirası anlamasını ve ona değer vermesini kolaylaştırmalı;
  • Alanın, belgelere ve bilimsel yöntemlere dayanarak belirlenmiş olan ‘Anlamı’nın ve ‘Önemi’nin farklı hedef kitlelere aktarılmasını hedeflemeli;
  • Doğal, kültürel ve sosyal bağlam içinde alanın somut ve somut olmayan değerlerin korunmasını sağlamalı;
  • Alanın özgün niteliklerine karşı hassas olmalı;
  • Alanın sürdürülebilir korunmasına katkıda bulunmalı;
  • Farklı paydaşları içine alan ve katılımı destekleyen bir yaklaşım sunmalı;
  • Teknoloji, araştırma ve eğitimle ilgili teknik ve profesyonel olarak yönlendirici olmasının yanı sıra sosyal bağlamla uyumlu ve sürdürülebilir ilkeler tanımlamalıdır.

Müdahaleler

Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi’nde alan geneli, teraslar ve mimari elemanlar özelinde yapılması öngörülen müdahaleler şu şekilde tanımlanabilir:

Nemrut Dağı Tümülüsü Restorasyon Projesi’nde alan geneli, teraslar ve mimari elemanlar özelinde yapılması öngörülen müdahaleler şu şekilde tanımlanabilir:

  1. Özgün tasarım kurgusu, bozulma / yıkılma düzeyi ve sunum açısından farklı nitelik ve sorunlara sahip doğu, kuzey ve batı teraslara minimum müdahaleye dayalı da olsa farklı yaklaşarak:
    1. Doğu Teras: Zaten oldukça sağlam olan Doğu Terasta, öncelikli yapısal sorunların çözümü ve taşlardaki acil müdahalelerin gerçekleştirilmesinden sonra, Nemrut’un belleklerde oluşturduğu görüntüyü olabildiğince korumak ve sürekliliğini sağlamak üzere heykel başlarını 2003 öncesi konumlarına getirilecektir. Eserlere yönelik bu müdahalelerin yanı sıra gezi güzergâhını belirlemeye yönelik peyzaj elemanları ile engelliler için hazırlanan ahşap platform tamamlanacaktır.
    2. Batı Teras: Taş bloklarda acil müdahalelerin gerçekleştirilmesinden sonra Batı Terasta alanın yıkılmışlık durumunu ve doğanın etkisini sergilemek üzere heykel blokları mevcut konumlarında muhafaza edilerek, heykel gövdelerinin altında, özellikle güney kanatta kalan doğal kaya zeminlerde kireçtaşı harcı ile kısmi sağlamlaştırmalar yapılacaktır. Heykellerin arkasında bulunan yazıt önüne bariyer konularak ziyaretçilere açık hale getirilecektir. NDT’nün en önemli özelliklerinde olan ve özgününde bu terasta bulunan Dexiosis stelleri ile Aslanlı Horoskop’un ve terasın güneyinde bulunan 4 adet stelin replikaları yapılarak 1984’de K.F. Dörner’in belirlediği konumlara yerleştirilecektir. Bu süreçte bir yandan da Geçici Restorasyon Laboratuvarında bulunan özgün kumtaşı steller temizlenip, konsolide edilip sağlamlaştırıldıktan sonra Adıyaman Müzesi’ne taşınacaktır. Kutsal Tören Yolu’ndan Batı Terasa giriş yapılan kuzey uçta, dağılmış halde duran mevcut kumtaşı bloklar özgün tekniğe uygun şekilde yerlerine yerleştirilecek, üstüne özgün 3 başlı aslanın sırt kısmı belirgin, diğer kısımları genel kütle hatlarını okutan, kumtaşı kesme aslan heykeli koyulacaktır.
    3. Kuzey Teras: Çoğunluğu kumtaşı olan bloklardaki acil koruma müdahalelerin gerçekleştirilmesinden sonra, Kuzey Teras çevresindeki yapı kalıntısı taş yığınlarını uzaklaştırıp, Kutsal Tören Yolu girişindeki platform ve arkasındaki duvar okunur hale getirilecektir.
    4. Kutsal Tören Yolları: Doğu, Batı ve Kuzey terasa ulaşan Kutsal Tören Yollarının teraslarla ilişkisini algılanır kılmak üzere yolun çok dikleşen bölümlerine taş basamak ve güzergâh boyunca da taş bloklar yerleştirilecek, ayrıca Doğu ve Batı terasa erişen yollardaki Stel I ve II’nin yerine kumtaşı kütle kopyaları koyularak Kutsal Yollar uzaktan da algılanır hale getirilecektir.
  2. Ziyaretçi Dolaşım Güzergâhı: Tüm alan için daha önce Çevre Düzenleme Projesi ile geliştirilen Ziyaretçi Dolaşım Güzergâhı revize edilerek, Batı teras’ta heykellerin arkasından bir geçiş ile ziyaretçilerin NOMOS’u görmeleri ve kireçtaşı taş ocağı olarak kullanılmış kayacı algılamaları sağlanacaktır.
  3. Bugün için bir tehdit oluşturmamakla birlikte, özellikle gün doğumu ve gün batımı gibi saatlerde teraslarda yığılmalar gözetilerek alanın Ziyaretçi kapasitesi tek terasta eş zamanlı olarak en çok 450 kişi olarak belirlenmiştir.
  4. Alanın özel koşulları, yapılan çalışmalarda özellikle taş malzemenin korunmasına yönelik ortaya çıkan bulgular, alandaki koruma ve onarım çalışmalarını tek seferde yapılacak bir inşai faaliyet olarak değil, yıllara yayılan bir Koruma/onarım süreci olarak görülmesini, tanımlanmasını ve sürekli izlenerek geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Bu çerçevede:
    1. Koruma/onarım süreci 5 yıllık bir plan dâhilinde yürütülecek faaliyetler dizisi olarak aşağıda Alanda 5 Yılda Gerçekleştirilecek Koruma Amaçlı Uygulama ve Müdahaleler Planı başlığı altında tanımlanmıştır,
    2. Bu çerçevede koruma / onarım süreci alanın tanıtımı, farkındalığın artırılması, düzenli kazılar gibi yörede istihdam yaratılması için bir fırsat olarak görülmüştür. Tanımlanan 5 yıllık uygulama/onarım sürecinde alanda çalışacak personelin eğitimine ilişkin koşullar aşağıda tanımlanmıştır.
    3. Bu süreçte devam etmesi gereken koruma ve uygulamaların izlenmesine yönelik Nemrut’a yere özel izleme faaliyetleri aşağıda tanımlanmıştır.
  5. Yukarıda sunulan genel çerçeveye göre Nemrut Dağı Tümülüsü’nünü korunması ve onarımına yönelik müdahale ölçütleri şunlardır:
    1. Yapılacak müdahalelerde uyum sağlamak üzere alana özgü, özgün yapım tekniklerinin kullanılması esastır. Özgün tekniğin yetersiz kaldığı yerlerde, eski teknikle uyumlu ve onunla yarışmayan mütevazi müdahalelerle, yeni detaylar geliştirilebilir. Bu tür müdahalelerde alandaki kireçtaşı ve kumtaşı ile özdeş taşlar kullanılarak, müdahaleler mimari ayrıntıda ayrıştırılır (taş cephesinde bosaj, yazı / tarih yazılması gibi). Sonradan yapılan bu tür müdahale farklı araçlar kullanılarak (sergi, broşürler vb.) alanla ilgili kişi ve ziyaretçilerin bilgisine sunulur.
    2. Alanda yapısal durumu itibariyle olası bir doğal afet (deprem, kar öteleme vs.) karşısında tehdit altında olan, risk taşıyan blokların alanda başka bir yere yerleştirilmeleri (Doğu Teras A,B heykel blokları gibi) tercih edilir.
    3. Alandaki uygulamalar sırasında eserlerin / ziyaretçilerin ve çalışanların güvenliği ile ilgili her türlü önlem önceden alınır.
    4. Onarım sürecinde “alanın ziyarete açık kalmasını sağlamak ve ziyaretçilerin alanı izlemesine engel olmamak” esastır. Alanda yapılacak her türlü onarım ve uygulama süreci bu esasa uygun olarak planlanacak; çalışacak personel sayısı ve fiziki faaliyetler buna göre belirlenecek, insan sağlığı / hayatı açısından risk oluşturan zaruri durumlarda (büyük blokların taşınması, kaldırılması vb) kısmi ve kısa süreli olmak dışında, alan kısmen veya tamamen ziyarete kapatılamaz.

Bu genel hatlara göre koruma ve onarım müdahaleleri aşağıda ana başlıkları verildiği şekilde tanımlanmış ve projelendirilmiştir:

1. Malzeme Koruma Müdahaleleri
1.1. Kireçtaşı ve Kumtaşı Malzemeye Yönelik Müdahaleler
1.2. Taş Malzemeye Yönelik Müdahalelerin Ana Esasları
1.3. Kireçtaşına Yönelik Müdahaleler
1.4. Kumtaşına Yönelik Müdahaleler
2.Yapısal müdahaleler
2.1.Temel Onarımı
2.2. Tümülüs Çevre Duvarı ve Diğer İstinat Duvarlarında Güçlendirme ve Tamamlama
2.3. Mimari Elemanlarda Sağlamlaştırma ve Risk Önleyici Uygulamalar
3. Mimari Gerekliliğe Göre Yapılacak Müdahaleler
4. Alanın Sunumuna Yönelik Müdahaleler
5. İzleme ve Eğitim Faaliyetleri
5.1. Taş Koruma Çalışmaları Araştırma Ekibi ve Eğitim Faaliyetleri
5.2. Korumaya Yönelik İzleme Faaliyetleri (bunlar Nemrut Yönetim Planında da plan ve zamanlama programına dahil edilmiştir)
5.3. Anıt Ölçeğinde Taş Bakım, Müdahale, İzleme ve Eğitim Programı ve 5 Yıllık Program
6. Ekler
7. Teknik Şartnameler (6 adet)
8. Nemrut Dağı Tümülüsü’ndeki Restorasyon müdahaleleri Statik Hesap Raporu

 


T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
Ministry of Culture and Tourism

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından gerçekleştirilmekte olan Nemrut Dağı Tümülüsü odaklı Nemrut Koruma Geliştirme Programının sitesine hoşgeldiniz.

Welcome to the website of Commagene Nemrut Conservation and Development Programme Supported by the Ministry of Tourism and Culture nd realized by Middle East Technical University.


Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Middle East Technical University