Coğrafi konum
Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan Adıyaman, kuzeyde Malatya, doğuda Diyarbakır, güneydoğuda Şanlıurfa, güneybatıda Gaziantep, batıda ise Kahramanmaraş illeri ile çevrelenir. İlin yüzölçümü 7614 km2, ortalama rakım 669 metredir. Kuzeyde, Toros Dağları’nın uzantısı olan Akdağlar (Malatya dağları), Adıyaman’la Malatya arasındaki doğal sınırı oluşturur. Çelikhan, Tut, Gerger ve Sincik ilçelerinin büyük kısmı dağlık arazilere sahipken, güneyde yer alan ilçelerde daha çok ovalar yer alır. Adıyaman’daki en yüksek dağ 2608 m ile Karlık Dağı’dır. Diğer önemli dağları Tucak (2533m), Akdağ (2510m) ve Nemrut Dağı’dır (2206m). Fırat nehri, Adıyaman’ın en önemli akarsuyu olup, ili güneydoğuda Şanlıurfa’dan ayıran doğal eşiktir. Fırat dışında diğer önemli akarsular Kâhta, Göksu, Sofraz ve Ziyaret çaylarıdır. Çoğu kuzeydeki dağlık kesimlerde olmak üzere, ilde dört tane doğal göl bulunur. Bunlar Gölbaşı, İnekli, Azaplı ve Abdulharap gölleridir. Adıyaman’ın güney sınırını oluşturan Fırat üstüne kurulan Atatürk Barajı ise ildeki en büyük baraj gölüdür. 1992’de su tutulan Atatürk Barajı nedeniyle, Adıyaman’ın en verimli tarım topraklarının bulunduğu güney çeperi baraj gölü altında kalmıştır. İlin kuzeyi ve kuzey batısı 1. derece, güneyi ise 2. derece deprem bölgesinde yer alır. İlin dağlık kuzey kesimlerinde kara iklimi hüküm sürerken, kışlar sert, soğuk ve yağışlıdır. Güneyde daha düzlük arazi ve ovalardan oluşan kesimde ise daha ılık bir iklim hüküm sürer.
İdari Yapı ve Nüfus
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Malatya’nın bir ilçesi durumunda, 10.000’den az nüfuslu bir ilçe olan Adıyaman, 1954’te il olduktan sonra gelişmeye başlar. Adıyaman’ın merkez ilçesinin dışında, sekiz tane ilçesi ve 406 köyü bulunur. Bunlar: Merkez, Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kâhta, Samsat, Sincik ve Tut ilçeleridir. 1960’lardan sonra başlayan kırdan kente göçle nüfus yapısı değişen Adıyaman’ın nüfusu 1955’de 13.966 iken, 2008 yılında 582.762’ye ulaşmıştır.
1960’lara kadar kale çevresindeki kerpiç yapılardan oluşan bir Anadolu kasabası görünümündeki Adıyaman, kente göçün artmasına koşut hızla kentleşmiştir. Bu hızı etkileyen diğer nendeler ise 1971’de petrolün bulunması ve 1970’ten itibaren Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) başlamasıdır (Alpaydın, 2008: 89-; Oğuz, 2008: 361).
Adıyaman’da temel üretim tarım ve hayvancılığa dayanır. İlin güneyindeki ovalık kesimdeki topraklar tarıma uygun olup, il genelinde şeker pancarı, buğday, arpa, mercimek, nohut, pirinç gibi tahıl ürünlerinin yanı sıra pamuk ve tütün yetiştirilir. Tahıl üretimine koşut olarak Adıyaman’da bağcılık ve bahçecilik önemli bir geçim kaynağıdır. Çeşitli türdeki sebze ve meyve yanı sıra özellikle Antep fıstığı, nar ve üzüm üretimi ilin önemli geçim kaynaklarını oluşturur. İlde özellikle kuzeydeki dağlık bölgelerde kıl keçisi ile birlikte, koyun ve büyük baş hayvan yetiştirilmektedir. İlin kuzey batısına yayılan ve büyük kısmı dağlık olan Nemrut Dağı Milli Parkı’nda, coğrafi özelliklere bağlı olarak en yaygın geçim kaynağı da keçi üretimine bağlı hayvancılıktır. İl genelinde halı, kilim dokumacılığı ve keçe yapımı diğer önemli yerel üretim biçimleridir. Sümerbank Pamuklu Dokuma Fabrikası (1959), Adıyaman Tütün Bakımevi, Peynir ve Tereyağı Fabrikası, Adıyaman Çimento Fabrikası, Et Kombinası ve Yem Fabrikası Adıyaman’daki ana sanayi tesisleridir. İl merkezinde küçük ölçekli bir sanayi sitesi bulunmakla birlikte, Adıyaman’da sanayi pek gelişmemiştir.
Adıyaman, Türkiye’nin son 30 yılda gerçekleştirdiği en önemli sosyal ve ekonomik kalkınma projesi olan GAP kapsamında yer alır. 2007 yılı itibariyle enerji açısından % 74,86’sı, sulama açısından ise ancak % 12’si tamamlanan GAP ile Adıyaman, Atatürk Barajı havzası içinde kalan en kıymetli tarım topraklarını kaybetmiştir. Aşağı Fırat bölgesi doğrultusunda daha düşük maliyetli sulama projeleri öncelikli gelişen GAP kapsamındaki Adıyaman projeleri ise, pompaj istasyonlarının kurulmasını gerektirmektedir. GAP’ın, Adıyaman’ı içeren bu yüksek maliyetli projelerine ise ancak % 1,2 düzeyinde başlanmıştır. Dolayısı ile bölge genelinde Adıyaman, önemli tarım topraklarını kaybederek GAP’tan en olumsuz etkilenen il olduğu halde; halen GAP’ın sulama olanaklarından yararlanamamaktadır. Bu durum Adıyaman’da tarımsal üretim faaliyetlerinin önemli ölçüde gerilemesine neden olmuş, Adıyaman’ı GAP içinde gelişmişlik düzeyi en düşük ikinci il konumuna getirmiştir.
GAP’ın devam ettiği süre boyunca, tarım topraklarının kaybı kırsal nüfusun kent merkezine yönelmesine neden olmuş; bu durum da özellikle 1980’lerden sonra, Adıyaman’ın hızlı kentleşme sorunu ile karşı karşıya kalmasını sağlamıştır. Bu süreçte bir yandan il genelinde tarım toprakları yok olurken, öte yandan Adıyaman merkezde zaten oldukça kırılgan olan eski kent dokusu ile bazı anıtsal nitelikli yapılar yok olmuştur.
Bölgenin tarihine bakıldığında, Fırat ve Toros geçitlerine hâkim geçitleri içeren Adıyaman’ın bu özellikleri nedeni ile her zaman önemli bir stratejik özelliğe sahip olduğu gözlenir. Öte yandan Fırat, Dicle ve Nil nehirleri arasında kalan, Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölgede bulunan Adıyaman, zengin doğal özellikleri nedeniyle Paleolitik dönemden bugüne, tarih boyunca yerleşilmiş bir bölgedir. Adıyaman ili sınırları içindeki kültür varlıkları incelendiğinde, farklı uygarlıklara ait eserlerden, ildeki bu zengin tarihi katmanlaşma açıkça görülür. Ülkemizdeki Dünya Miras Alanları’ndan biri olan Nemrut Dağı Tümülüsü de Adıyaman ilinde bulunmaktadır.
Kültür varlıkları açısından bu kadar zengin olmakla birlikte Adıyaman, yukarıda kısaca tanımlandığı üzere, gelişmişlik düzeyi açısından Türkiye sıralamasında oldukça gerilerde yer alır. Bu sorundan hareketle, Nemrut Dağı Tümülüsü odaklı geliştirilen KNKGP kapsamında ilin tarihi ve kültürel özelliklerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu özelliklerin Adıyaman lehine, kültür turizmi odaklı geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede Adıyaman ili genelindeki kültür varlıkları, KNKGP’nın bir alt proje bileşeninde incelenmiş ve Adıyaman Kültür Envanteri hazırlanmıştır. Hazırlanan bu envantere dayanarak, il genelinde farklı nitelikteki eserlerin bütünsellik içinde değerlendirilmesi ve turizm amaçlı sunumuna yönelik çalışmaların hazırlanacak Yönetim Planı içinde tanımlanması planlanmaktadır.
ULAŞIM
Adıyaman’a karayolu, demiryolu ve havayolu ile ulaşım mümkündür. Ankara’dan 756 km, İstanbul’dan 1209 km uzaklıkta bulunan Adıyaman’a, çevresindeki en yakın il merkezlerinden karayolu ile şu şekilde ulaşım sağlanabilir:
Adana’dan Elazığ’a yapılan tren seferleri ve İzmir’den Diyarbakır’a yapılan tren seferleri ile Adıyaman’a 63 km uzaklıktaki Gölbaşı ilçesine ulaşılabilmektedir.
Adıyaman’a Ankara ve İstanbul’dan havayolu ile ulaşım, Türk Hava Yolları’nın ve onun alt markası olan Anadolu Jet ile sağlanmaktadır. Adıyaman-Kâhta arasından, Adıyaman’a 25 km mesafede olan Adıyaman Havaalanı’na, bu merkezlerden haftanın altı günü tarifeli seferler düzenlenmektedir.
Ayrıca, Atatürk Barajı gölünde gerçekleştirilen feribot seferleri ile Kâhta’dan Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine ulaşılabilmektedir.
ADIYAMAN TARİHİ
Osmanlı hâkimiyetinde Adıyaman
1516’da, Gerger ve Kâhta ile birlikte Vilayeti Besni’ye bağlı bir nahiye olan Hısn-ı Mansur (Adıyaman) 1524’te Besni ve nahiyeleri Samsat ve Gölbaşı’yla birlikte, Gerger ve Kâhta Sancağını oluşturmaktadır. 1540’dan sonra Hısn-ı Mansur, Zülkadiriye (Maraş) Eyaleti’ni oluşturan Elbistan Sancağına, diğer kazalar ise Malatya Sancağına bağlanırken; 1563’den sonra Hısn-ı Mansur da, Maraş Sancağına bağlanır. 1517 ve 1520 yılları arasında Hısn-ı Mansur’un nüfusu 1400 civarında iken kentte sadece iki mahalle vardır (Öztürk, 2008: 124). 1540’ta nüfus artarak 3475’e; kentteki mahallelerin sayısı ise 7’ye ulaşır. 1563’de mahalle sayısı daha da artarak 9’a ulaşır. Hısn-ı Mansur’da temel üretimin tarıma dayalı olduğu; hububat ve bakliyat ürünlerinin yanı sıra çeltik ve pamukla birlikte, bağcılık ve meyve üretimi yapıldığı bilinmektedir. 1540 sayımında 3 cami, 3 mescit ile 126’sı mülk ve 7’si vakıf olmak üzer 133 dükkân, 1 hamam ve 2 kervansaray bulunmaktadır (Öztürk, 2008: 131-139; Yurt Ansiklopedisi, 1981: 201).
1849’dan itibaren Osmanlı belgelerinde Adıyaman adı ile de anılmaya başlanan Hısnı-ı Mansur, önce Diyarbekır Eyaleti’ne bağlı iken; daha sonra Mamuretülaziz Livasına bağlanır. 1859’da Malatya’nın yeniden sancak konumuna getirmesinden sonra Hısn-ı Mansur, Kâhta, Akçadağ ve Besni kazaları ile birlikte Malatya’ya bağlanır ve bu idari yapı Osmanlı’nın sonuna kadar devam eder. Bu süreçte Kâhta, Besni, Samsat ve Gerger Hısn-ı Mansur’a bağlı nahiye durumuna gelirken, Hısn-ı Mansur kaza statüsünü korur (Öztürk, 2008: 118-119; Atalay, 2008: 149-; Yurt Ansiklopedisi, 1981: 198-200).
1871-1894 yılları arasındaki belgelere dayanarak Öztürk’ün (2008: 125-126) verdiği nüfus bilgilerine göre, 1875–1877 yılları arasında merkezdeki toplam nüfus 9496, 1894 yılında ise 8333’tür. İçindeki köylerle birlikte, nüfus büyüklüğü açısından değerlendirildiğinde Hısn-ı Mansur, Besni ve Kâhta’dan daha küçüktür. 1883 tarihli Mamuret-ül Aziz (Elazığ) Salnamesine göre, 1883 yılında Hısn-ı Mansur ve köylerinde 6.176 hanede 12.860 nüfus yaşarken; Besni’de 8.320 hanede 16.013, Kâhta’da ise 6.900 hanede toplam 13.139 nüfus bulunmaktadır (Yurt Ansiklopedisi, 1981: 198-200).
1905 yılında kaza merkezinde 42 dükkân ve mağaza ile 1 kıraathaneden oluşan, bedesten şeklinde bir çarşı inşa edilir. 1908’te ise kentte 4 adet hanla birlikte, değirmen sayısının 88’e yükseldiği, 15 kahvehane ile 2 fabrikanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Adıyaman’da 1892 yılında Müslüman çocukların eğitim gördüğü 21 mektepte 627 öğrenci okurken, 4 adet gayrimüslim mektebinde 182 öğrenci vardır. 1894 yılında ise merkezde bir Rüştiye açılmıştır. 19 yüzyılın son çeyreğinde kentte ki yapı çeşitliği de artar. Yeni inşa edilen yapılar arasında Hükümet Konağı, Kışla-yı Hümayun’un yanı sıra bir de Telgrafhane bulunur (Öztürk, 2008: 133, 142-146).
Cumhuriyetten sonra Adıyaman
Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde Malatya’nın bir ilçesi olan Adıyaman’ın, nüfusu 1927 yılında 8646’dır. Kasaba konumundaki yerleşmede 2 ilkokul, 1 hastane, 1 hamam, 1 eczana, 405 mağaza ve dükkân, 5 lokanta, 2 han ile 2 değirmen bulunmaktadır. 1950’ye kadar nüfus oldukça yavaş artarak, 11.433’e ulaşır. Kasabada temel üretim, daha önce olduğu gibi tarım ve sınırlı ölçekte dokumaya dayanmaktadır (Alpaydın, 2008: 89). 1929’da Fevzipaşa-Gölbaşı, 1931’de ise Gölbaşı-Malatya demiryolları işletmeye açılmış, 1952’de Pirin köyünde bir hidroelektrik santralinin kurulmuş ve kente elektrik verilmiştir. 1954 yılında Adıyaman Malatya’dan ayrılarak, il olur (Yurt Ansiklopedisi, 1981: 201-202). 1954’te Adıyaman’a bağlanan ilçeler merkezle birlikte Kâhta, Gerger ve Besni iken; önce Çelikhan, 1958’de Gölbaşı, 1960’ta Samsat ve son olarak yakın dönemde Sincik’in ilçeye dönüştürmesi ile Adıyaman’ın ilçelerinin sayısı 9’a yükselir. 1927’den 1950’ye kadar oldukça yavaş artan kent nüfusu 1960’ta 16.487, 1970’te ise 31.263’tür.
1960’ta hazırlanan ilk imar planı kentin ana gelişme yönünü belirler ve 4 yeni mahalle kurulur. Kentte kamu ve hizmet sektörünün gelişmesi, imalat ve küçük sanayinin ortaya çıkmasına neden olur. 1957’de Merkez Bir Aralık İlkokulu’nda ilk Halk Kütüphanesi; 1958’de Adıyaman Lisesi, 1965’de Erkek Sanat Enstitüsü kurulur. 1972’de, farklı uygarlıklara ait ve özellikle Kommagene dönemine ait eserlerin yaygın olduğu ilde bir müze kurulması kararı alınır (Alpaydın, 2008: 89-; Yurt Ansiklopedisi, 1981: 202).
1970–1975 arasında kent nüfusu % 68 oranında artar. Bu artış sonraki yıllarda da devam eder ve 2005 yılında Adıyaman’ın merkez nüfusu 191.530’a ulaşır. Bu durum 1960’lara kadar kale çevresindeki kerpiç yapılardan oluşan ve bir Anadolu kasabası görünümündeki Adıyaman’ın hızla kentleşmesine neden olur. Bu hızı etkileyen diğer faktörler ise 1971’de petrolün bulunması ve 1970’den itibaren Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) başlamasıdır (Alpaydın, 2008: 89-; Oğuz, 2008: 361).
2007 yılı itibariyle enerji açısından % 74,86’sı, sulama açısından ise ancak % 12’si tamamlanan GAP ile Adıyaman, Atatürk Barajı havzası içinde kalan en kıymetli tarım topraklarını kaybeder. Aşağı Fırat bölgesi doğrultusunda daha düşük maliyetli sulama projeleri öncelikli gelişen GAP kapsamındaki Adıyaman projeleri ise, pompaj istasyonlarının kurulmasını gerektirmektedir. GAP’ın, Adıyaman’ı içeren bu yüksek maliyetli projelerine, 2007 yılı itibariyle ancak % 1,2 düzeyinde başlanmıştır. Dolayısı ile bölge genelinde Adıyaman, önemli tarım topraklarını kaybederek GAP’tan en olumsuz etkilenen bir il olduğu halde; halen GAP’ın sulama olanaklarından yararlanamamaktadır. Bu durum Adıyaman’da tarımsal üretim faaliyetlerinin önemli ölçüde gerilemesine neden olmuş, Adıyaman’ı GAP içinde gelişmişlik düzeyi en düşük ikinci il konumuna getirmiştir.
GAP’ın devam ettiği son otuz yılda, tarım topraklarının kaybı kırsal nüfusun kent merkezine yönelmesini sağlamış; bu durum ise özellikle 1980’lerden sonra, Adıyaman’ın hızlı kentleşme sorunu ile karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Bu süreçte yapılan imar planları ile kentin yeni gelişme alanları, özellikle birinci sınıf tarım topraklarını içerecek şekilde büyümüştür. Bu süreç bir yandan tarım topraklarını yok ederken, öte yandan zaten oldukça kırılgan olan eski kent dokusu ile bazı anıtsal nitelikli yapıların da yok olmasına neden olmuştur.
1980 sonrasında Adıyaman ili için bir başka önemli değişim, turizm sektörünün gelişmesidir. Kommagene Krallığına ait başka alanlarla birlikte Nemrut Dağı Tümülüsü’nün 1986 yılında 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescili ve 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Miras Listesine alınmasıyla hızlanan bu süreç, başta Kâhta ilçesi olmak üzere Adıyaman’da turizmin gelişmesini sağlar. Perre antik kentinin bulunmasından sonra kültür turizmi, Adıyaman ili için önemli bir potansiyel olarak gündeme gelir (Şahin Güçhan, 2008).
1999 yılında hazırlanan GAP Bölgesi Turizm Envanteri ve Turizm Geliştirme Planı’ nda da kültür turizmi Adıyaman için önemli bir potansiyel olarak sunulmuş; ildeki turizm altyapısı ve hizmet sektörünün geliştirilmesi ve konaklama süresinin artırılması için bazı öneriler getirilmiştir. Adıyaman Havaalanı’nın açılmasıyla turizmin gelişimi için bazı merkezi kararlar uygulamaya geçmiş olmakla birlikte; Türkiye’deki turizmin gelişimini engelleyen faktörler Adıyaman’ı da etkilemiş; son yıllardaki kısmı artışa rağmen bölgeye gelen yabancı turist sayısı azalmıştır (Şahin Güçhan, 2008).